Dünkü sayımızda Diyetisyen Begüm Aygündüz’ün organik gıdalar ve faydalarına ilişkin değerlendirmelerine yer vermiştik. Yazımızın devamında ise pestisitler ve genetiği değiştirilmiş gıdalar üzerine konuşacağız.
Pestisitler hangi gıdalarda ne seviyede bulunur? Doğal ürün demek organik demek midir? Diyetisyen Begüm Aygündüz tüm bu soruların cevaplarını gazetemize verdi:
“Pestisitler anne sütü aracılığıyla çocuğa geçebilir. İlk maruz kaldığı anda değil ancak gecikmeli olarak yıllar sonra etkisini gösterip, sinir sistemi üzerinde harabiyete neden olabilir. Bu kimyasallar bedene yük olarak da tanımlanabilirken baş ağrısı, doğum kusurları ve zayıf bağışıklık sistemi üzerinde başka başka sağlık sorunlarına yol açabilir. Amerika’da kar gütmeyen bir kuruluşta çevre çalışma grubu tarafından yapılan çalışmada aşağıdaki 11 meyve ve sebzede pestisit seviyeleri çok yüksek bulunmuştur bu nedenle bu meyvelerin organik alınması önerilir. Elma, biber, havuç, kereviz, kiraz, ithal üzüm, marul, nektarin, şeftali, armut ve çilek yüksek oranda pestisit içerdiği için organik tüketilmesi gerekir. Kalın kabuklarından dolayı kendini koruyabilen ve bu nedenle böcek ilacı kullanımına gerek kalmayan, düşük pestisit seviyelerine rastlanan diğer sebze ve meyveler kuşkonmaz, avokado, brokoli, lahana, tatlı, mısır, patlıcan, kivi, mango, soğan, papaya, ananas, tatlı bezelye, tatlı patates, domates ve karpuz bu gıdalar arasındadır. Yıkama ve durulama ile pestisitler azalır ancak tamamen kaybolmazlar.”
DOĞAL ÜRÜN ORGANİK ÜRÜN DEMEK DEĞİLDİR
“Ülkemizde etiketlerde yazan “doğal” kelimesini organik gibi düşünüyoruz hâlbuki doğal kelimesi geniş bir yelpazeyi ifade eder ve % 100 organiktir diyemeyiz. Yurtdışındaki ülkelerde etiketlerde “USDA Organik” yazarsa % 100 organik, yalnızca “USDA” terimi varsa % 95-100 arası organiktir demektir. Bizde de bu tarz bir uygulamaya ihtiyaç duyulmaktadır.”
HER ORGANİK GIDA SAĞLIKLI DEĞİLDİR
“Her organik gıda sağlıklı değildir. Pazarlama sirkülâsyonu nedeniyle raflarda organik atıştırmalık – abur cuburlar görüyoruz. Bu noktada organik gıda ile sağlıklı gıda arasındaki farkı hatırlamak gerek. Unutmamak gerek ki atıştırmalıklar organik de olsa içerisinde tuz, yağ ve şeker olduğundan kalorileri de bunlarla birlikte yükselir.”
GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLERİN SAKINCALARI İLERİDE ORTAYA ÇIKACAK
Genetiği değiştirilmiş gıdalardaki önemli bir risk, geni aktarılan besine alerjisi olan kişilerin, başka bir besini yediklerinde haliyle aynı alerjik reaksiyonu yaşayabilmesidir. Özetle, artan nüfusun tüketim hızına yetişebilmek amacıyla gıdalara uygulanan çeşitli kimyasal yöntemler, gıdanın raf ömrünü uzatmakta ancak besin değerini düşürmektedir. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki organik besinlerdeki vitamin ve mineraller ile antioksidanlar, genetiği değiştirilmiş besinlere göre daha yüksek oranda bulunmaktadır. Genetiği değiştirilmiş besinlerin ileriki yaşlarda ve gelecek nesillerde nasıl etki oluşturacağı, ileriye dönük uzun süre gerektiren araştırmalar sonucu ortaya çıkacaktır.
HAZIR GIDADAN UZAK DURUN
Dikkat etmemiz gereken, hazır gıdalardan uzak durmak, her sebzeyi – meyveyi ve balığı mevsiminde tüketmek, güvenilir markalardan alışveriş yapmak, gıdaların ambalajlarını dikkatlice incelemek – etiket okuma alışkanlığı edinmek, raf ömrüne – tadına ve kokusuna dikkat etmektir.”
Dilek Akşen