İlahi Papara 3. Bölüm

Sosyal Medya'da Paylaşın Facebook Twitter

Zeynep, mezarlığın daha ceset için çukur bile açılmamış bir yerine getirilmişti.

‘’İyi de neden burası? Bizim aileden kimse yok burada, neden buraya gömsünler ki beni?’’

‘’Ben ne bileyim be güzelim.’’ Kağıt tomarlarını bir bir karıştırdı.

‘’Al, bak. Zeynep Keskin, burada yazıyor işte. Hadi selametle.’’

‘’Bir şey daha sorayım.’’

Azrail’in eski püskü, vücudunu zar zor örten pelerinine baktı.

‘’Neden böyle giyiniyorsun?’’

‘’İşte, siz insan evlatları yaşarken pek bir şey yakıştırdınız bize.’’ Yukarıyı işaret etti.

‘’Bazısı hoşuna gitti, böyle giyinmemizi istedi. Evime bir gideyim de gör, nasıl giyineceğim!’’

‘’Peki ya kağıt kalem?’’

‘’Kayıtları diyorsun. İşte o da siz bu tarafa alışma sürecinde çok sıkıntı çıkarmayın diye.’’

Azrail’le beraber uzaklaşırken bir bir vedalaştı diğer ruhlarla.

‘’Ee,’’ dedi. ‘’Şimdi ne olacak?’’

‘’Vah yavrum, ne de küçükmüşsün!’’

Zeynep karartının arasında ağaca yaslanmış, yaşlıca bir kadın gördü.

‘’Rabbimin gücüne gitmesin, bahar çiçekleri gibi tazeciksin be evladım. İşte bunlar hep işlenmiş gıda tüketmekten. Adın neydi çocuğum?’’

‘’Zeynep, Teyze.’’

‘’Yahu Sakine Abla, biraz sus gözünü seveyim ya!’’

Mezar taşına oturmuş, kafasında kepi, ayağında sarı çizmeleriyle, güneşte esmerleşmiş yanık teniyle kırklarının sonunda bir çiftçiydi sesin sahibi.

‘’Şimdi yaşıyor olsak kulaklarımı kesmiştim yeminle.’’

‘’Sus, hadsiz.’’

‘’Zeynep, kızım. Hoş geldin derdim ama yakışık almaz bilirsin. Kolay alışasın diye sohbet de ederdim ya, Sakine Abla sağ olsun, hal bırakmadı. Geç oturuver şöyle, sessizce. Bir soluklan, daha çok konuşuruz. Nasılsa kabir komşusuyuz.’’

Zeynep, Sakine’nin yanına çöktü. Dizlerini karnına çekip, sırtını ağaca verdi. Gözlerini kapadı. Hani rüyadaysa gün nasılsa doğacak, gözlerini açacaktı.

Devam edecek…


Bu haber 10/08/2023, Thursday günü yayınlandı, 820 defa görüntülendi
*
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com