Mahir Çayan öğrenciler için “küçük burjuva” tanımını kullanıyor. Öğrencilik devrini kapatmasına ramak kala tüm öğrencilerin üstlerinden duyduğu tavsiye hazırlıklarını yapmalarıdır. Çünkü küçük burjuvalık devrinin kapanmasının hemen ardından hayat kavgasının göbeğine düşecek bu taze kanlar, henüz neyle savaştığının farkında değildir. Gerçi günümüz Türkiye koşullarında öğrencilerin küçük burjuva sınıfı kelimesiyle tanımlanıp tanımlanamayacaklarının ayırdını yapmak oldukça zor. ü
Geçtiğimiz günlerde KPSS sınavı gerçekleştirildi. Kendimle ilgili önemli bir itiraftır. Gazeteciliği seçmemdeki sebeplerden bir tanesi de bir daha harıl harıl bir sınava çalışmak istemememdi. Ancak tüm kulak arkası ettiğim tavsiyeler aklıma gelince kafamın karışmadığını söyleyemem. Biz küçük burjuvalar, geleceğimiz için kaygılanırken ve bu kaygı bizi tüketirken aynı zamanda sadece vakit kaybederek üniversite sıralarında oturduk. Çünkü okulda hiçbirimiz aslında bir şey öğrenmedik.
Takip ettiğim gazetecilerin, iletişim öğrencilerine verdiği bir tavsiye de “Gazetenin eşiğinden geçtiğiniz gibi, fakültede öğretilenleri unutun” sözüdür. Bu kadar haklı olduklarını tahmin etmemiştim. Ben fakültede öğretilenleri unutmadım, ancak hiçbir işime yaramadığını da söylemem gerek. Bu ne yazık ki gazeteciliğe mahsus bir şey de değil. Her meslekte sonuç aynen böyle oluyor. Zaten bir şey öğrenememiş, üniversite sıralarında vakit kaybetmiş, yüksek ya da düşük notları nasıl aldığını bilememiş, okul bitip de iş aramaya başlayınca ve hatta bulunca duvara toslamış sıra arkadaşlarım için söyleyebilirim ki, mevcut koşullar ne öğrenmemize ne üretmemize ne de inşa etmemize fırsat vermiyor.
Bize bu dünyayı böyle bırakan yetişkinler ardı arkası kesilmeyen zamlara, şiddeti gittikçe artan baskılara susarken, biz sudan çıkmış balığa dönen küçük burjuvaların herhangi bir şeye direnç gösterme imkanıysa kısıtlı.
Cam bir fanus ve hiç bitmeyen bir kabus.
İrem özer
Bu haber 30/07/2023, Sunday günü yayınlandı, 355 defa görüntülendi