Temmuz ayının güzel güneşli bir günü. Ama insanoğlu bir garip hikâyedir ya her gün farklı uyanır yeni güne. Bakarsın çok neşeli kalkar bakarsın yataktan kalkamaz bile. Bugün ben çok hüzünlü kalktım. Öyle bir hüzün ki ne sebebi belli ne sonucu ne geçeceği belli ne kalacağı. Nice sonra o hüznün burnumu sızlatan Bahe amcanın hikâyesi olduğunu farkettim. Uzun zamandır bu kadar içime oturan bir hüzün görmemiştim. Peki, kim bu Bahe Amca olarak bilinen Cercis Kaptan Suriye doğumlu Arap kökenli Süryani bir Türk vatandaşı Bahe. Çocukluğundan beri Mardin’de yaşamış. Hikâyesi o kadar acı ki.
Bir kadın düşünün. Üç çocuk sahibi. O kadar fakir ve yoksul ki. Bir nedenden dolayı Suriye’ye dönmek zorunda ama üç çocukla zor olacağını bildiği için özürlü olan oğlunu en güzel koşullarda kalsın diye 6 yaşında Deyrul zafaran manastırana bırakıyor. Tanrının evinden daha güvenli yer olamayacağına olan inancı belki kendince doğrudur. Ama asıl hüzün oğluna giderken söylediği sözlerde.
“Beni burda bekle gelip seni alacağım” der.
Ve Cercis Kaptan 76 yaşında son nefesini verene kadar o manastırın kapısında annesini bekler. O manastırdan hiç ayrılmaz ve her zaman kapının yanında olur. O kadar orayla özdeşleşmiştir ki her ziyaretçi önce onu görür. Bahe amcayı bilmeyen tanımayan yoktur. Yıllarca manastırda Süryanilerin kullandığı dili öğrenmiyor. Çünkü ona bekle diyen annesinin ana dilini Arapçayı asla bırakmıyor. Belki de geldiğinde ihanet etmiş olmak istemiyor.
Anasını unutmamak için başka bir dili bile kabul etmeyen bir özlem.
Anne özlemi. Ne dehşet bir özlem. Büyüyünce bile geçmeyen o sızı çocuk kalbiyle nasıl bir şey acaba. Hepimiz çocukluğu yaşamış olsak da empati kurulacak bir umut değil bu. Söylenen sözlerin çocuk kalbindeki derinliği bazen 76yila mal oluyor.
2013 yılında Misafir aslı belgeseli çekmek için yönetmen haydar Demirtaş Mardin’e gidiyor. O hüzünlü kırmızı çoraplı 70 kusur yaşındaki çocuğu kamera karşısına alıyor ve hayatını bize aktarıyor. Ödüllü belgeseli henüz izlemedim çünkü hikâyesi bu kadar hüzün verirse izlemek nereye taşır hüznümü bilmiyorum. Ama tabiî ki bende herkes de izlemeli. Belgesel çekimlerinde Bahe amca annesinin çoktan vefat ettiğini öğreniyor. Kendi de yine o çalınmasını beklediği kapıda 76 yaşında anneye hasret vefat ediyor. Kim bilir belki de gittiği kapıda artık onu annesi bekliyordur bilinmez ama bu hikâye bize anne sevgisinin bir ömrü nasıl hasrete mahkûm ettiğini gösteriyor. Kırmızı çoraplı sevda acısı…
Bu haber 11/07/2023, Tuesday günü yayınlandı, 1172 defa görüntülendi