Lambanın merkezi en keskin ışığı verdiği yer, lambanın özüne en yakın yerdir. İnsanın özü de böyledir, ruhundan aldığı güçtür. Lambadan çıkan keskin çizgiler karanlığa karşı savaşımdır, kişinin özünden çıkan “benim” dediği eylemler misali. Aynı zamanda kişinin niyetidir. O kişi çınar mı olmak istiyor? Sarmaşık mı olmak istiyor? Yıldızlı gecelerin o spiralli daireleri, kişinin özünden karanlık bilinmeze gittikçe azalan kudretidir. Gece lambalarında keskin ışıkları görmek için gözleri kısmak gerekiyor sokak lambalarının aksine. Özü enerji üretmeyen, ürettiğiniyse kendine saklayan enerji cimrileri çoktur çevrede. Bilinmeyen karanlıklarda harmoni içinde olmak uğruna dürüstlüğünü feda etmiş niceleri var. Kendini bulma yolu epey engebeli bir yol. İşin ironik yanı bütün duygularımız, eylemlerimiz, düşüncelerimiz kendimize göre şekilleniyor. Dolayısıyla devinim hiyerarşisinde en üst katmanda bulunuyor niyet. Bu hiyerarşiye tırmanmak için bir yol mevcut. Özün yani niyetin bir alt katmanı hayatta yaşatılan değerlere tekabül ediyor. Diğer bir deyişle, verdiğimiz kararların arkasında bulunan inançlar. Bir pratik için son birkaç yılda hayatlarınızda kritik öneme sahip kararlarınız neler? Bu kararların arkasındaki inançlar keşfedildiğinde, niyet çok uzakta olmayacaktır. Bir kez niyet keşfedildiğinde, karanlık gecenin yıldızları en güzel daireleriyle parlayacaktır.