Yeni akademik dönem başladı ve Türkiye’nin dört bir yanından öğrenciler Çanakkale’ye geldiler. Yurtlarda kapasite artışına gidilirken, 3 Ekim’de ders başı yapacak olan ÇOMÜ’de ise ders başı 10 Ekim’e ertelenmişti. Eğitim Sen Çanakkale Şubesi ise ÇOMÜ’yü hazırlıksız olmakla suçladı ve basın açıklamasında bulundu.
Eğitim Sen Çanakkale Şubesi tarafından yazılı basın açıklamasında, “Elli bine yakın öğrencisi ve 4.357 akademik ve idari personeli ile orta ölçekli bir Avrupa şehri nüfusuna sahip Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 2022-2023 Eğitim ve Öğretim Yılı bugün, 10 Ekim’de başlıyor.
Üniversite yönetimi tarafından akademik takvimde yeni eğitim-öğretim yılının aslında 3 Ekim’de başlayacağı ilan edilmişti. Fakat sonrasında hiçbir açıklama yapılmaksızın çok ani bir karar ile tarih bir hafta ertelendi. ÇOMÜ mensupları ve hatta senato üyeleri bile erteleme kararından WEB sayfasındaki duyuru ile haberdar oldu. Erteleme kararına öğrencilerin geçen seneden beri devam eden ancak hala çözülemeyen barınma sorununun neden olduğuna ise kuşku yok. Yurtların yetersizliği, ağırlaşan ekonomik koşullar ve yüksek enflasyonun neden olduğu astronomik ev kiraları elbette sorunun bir yanını oluşturuyor. Öte yandan iktidarın çöken üniversite sistemini; sınav barajını kaldırma ve öğrenci afları gibi yöntemlerle boş kalan kontenjanları doldurarak maskeleme ısrarı var olan sorunları daha da ağırlaştırıyor.
Bir yıl önce üniversitelere kayıt yaptıran öğrenci sayısı 690 bin iken 2022 yılında bu sayının barajın kaldırılması sonucu 850 bine çıkması ve ayrıca afla gelen öğrenciler de göz önüne alındığında üniversiteler üzerindeki nüfus baskısının boyutları açıkça ortaya çıkıyor. Zaten çok sayıda sorunu olduğu bilinen ve git gide gerileyen üniversitelerin iktidarın dayatmaları ile ortaya çıkan bu tablo karşısında artık evrensel düzeyde nitelikli ve bilimsel eğitim-öğretim yapmaları da mümkün görünmüyor.
Yükseköğretimin kalitesinden öte öğrenci sayılarının artışından medet uman iktidar, üniversitelere giriş sınav barajını kaldırarak ve öğrenci afları ilan ederek bir türlü çözemediği asıl sorunların üzerini örtüyor ve bu popülist anlayışın; ağırlaşan ekonomik koşullar nedeniyle giderek niteliğini kaybeden sosyal ve üniversiter yaşamı, öğrencilerin ekonomik koşulları ve barınma sorunlarını göz ardı ettiği, son haftaya kadar hiçbir hazırlık yapmadığı da anlaşılıyor.
Hükümetin zafiyetini ve öngörüsüzlüklerini eğitim-öğretime sadece bir hafta kala öğrenci yurt odalarına ek ranzalar koyarak gizlemeye çalışan ilgili yerel yöneticiler de sadece günü kurtarma derdine düşerek öğrencileri sağlıksız ve uygun olmayan koşullarda barınmaya ve yaşamaya zorlamaktadırlar. Görüyoruz ki şu anda iktidarın bulmaya çalıştığı çözümler de geçici makyajlar olup, özellikle de dar gelirli öğrenciler için ne sosyal ne de eğitim ve öğretimsel açıdan bir çözüm sunmamaktadır.
Eğitim-Sen olarak yeni eğitim-öğretim yılı başlangıcında mevcut ve olası sorunların etkisini en aza indirmek ve sağlıklı bir üniversiter işleyişin sağlanması bakımından yerel idareler ve üniversite yönetimine sorumlu davranma ve gerekli tedbirleri alma konusunda çağrımızı iletiyoruz.
Üniversitelerde akademik yapının olmazsa olmazı düşünce ve ifade özgürlüğünün hüküm sürmesidir. Bu nedenle var olan sorunların çözümü için üniversite yönetimini mensupları ve paydaşlarıyla birlikte şeffaf, katılımcı, ortak akla dayalı ve akademik-üniversiter ilkelere uygun süreçleri oluşturmaya davet ediyoruz” ifadeleri yer aldı.
Tunahan Ünsal