Saçlar

Komşu ülke İran, kadınların saçlarını örtmeden dışarı çıkmasın diye kolluk kuvveti oluşturmuş. İranlılar kolluk kuvvetinin baskısı altında keyfi cezalandırmalar altında yaşayıp gitmişler. Biz bu baskıları yaşayan kadınların, ne hissettiğini uzaktan anlayamazdık. Eğer yapılan işkenceyle Mahsa Amini ölmeseydi. Onun arkasından yapılan protestolarda onlarca İranlı kadın inanmadıkları için değil, dini toplumu baskı altında tutmanın aracı olarak kullanan mahalle imamlarının keyfi için canlarını verdiler. Bu saçlarını bağlamak istemeyen genç nesil babalarının, dedelerinin yaptığı İslam devrimini artık desteklemiyorlar. Dünyadan kopuk, fakir, bilimden uzak daha kaç yıl daha yaşayabilirler? Kaç nesil daha baskı ile susturulacak? Kolluk kuvvetlerini elinde tutan siyasi erk, daha kaç kişinin kanlarıyla günahlarını çoğaltacak? Gerçi Mollalar günahları da fetvalara göre belirlediği için zaten insanları öldürmeye de kılıflar buluyorlardır. Müslüman komşu devletler, akan onca masum insanın kanını nasıl hazmedebiliyorlar. İslam terörle, baskı ve toplu ölümlerle artık bir arada anılmasın.  Baskı altında yaşayan tüm toplumlar için yürekten üzülüyor, onların saçlarının özgürlüğü için kazanımlar elde etmelerini gönülden diliyoruz. Ülkelerin yönetimine insani değerlere saygılı politikacılar gelmeli. Kişisel özgürlüklerin devleti yıkamayacağını, aksine kötü imajı düzelteceğini bilen yönetimler gelmeye başlasın artık. Binlerce yıllık Fars medeniyetini temsil eden İran, artık dışarıdan ürkülen, korkulan, gidilmemesi gereken kapalı hapishane gibi bir ülke olarak görülüyor. İran’da daha çok kadın ölecek daha çok olaylar çıkacak gibi görülüyor. Totaliter rejim elde ettiği, topluma baskı yöntemlerini kolay kolay teslim etmeyecektir. Kim İran’a zarar veriyor? Saçlarını açan masum kadınlar mı yoksa mollalar mı?