Ülkemiz tarihi açıdan çoğu Avrupa ülkesinden kat kat değerli. İnanılmaz bir kültürel etkileşim var ülke topraklarımızda. Roma İmparatorluğu, Bizanslar, Türkiye Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı İmparatorluğu, Antik Yunan böyle sayınca çok fazla değilmiş gibi gözüküyor değil mi?

Binlerce yıl bu topraklarda hüküm sürmüş birbirinden ayrı medeniyetler, birbirinden farklı etnik kültürler. Bunların ülkemizde bulunması herkesi mutlu ediyordur elbette. Ama gelelim asıl konumuza bu değerli miraslara ne kadar sahip çıkıyoruz. Yıkılan Hasankeyf Cami yapılan Ayasofya Müzesi bu kültürel öğelerimizi ne uğruna tek kalemde harcayabiliyoruz. Asıl yapmamız gereken bu kültürel öğeleri en iyi şekilde koruyup gelecek nesilleri düzgün bir şekilde aktarmamız değil mi?

Çanakkale’nin Kilitbahir köyünde Fatih Sultan Mehmet’in emri ile yapılan Fatih Cami yüzyıllardır ayakta kalmayı başarabilmiş bu çok güzel bir olay ama nasıl başarabilmiş. Yapılan restorasyon çalışmaları ile caminin içi tamamen değiştirilmiş tahtadan olan duvarların restorasyonu tahtadan yapılır mı arkadaşlar o tahtaları söküp oraya beton duvar örerek değil böyle yapılacak restorasyon çalışmalı hiç yapılmasın daha iyi. Ha burada suç sadece restorasyon çalışmaları ya da yapılan yıkımlarda mı? Tabi ki hayır bizim halkımız tam bir şovmen konu tarihten açılınca ahkam keserler Osmanlı torunuyuz ecdadımıza sahip çıkıyoruz diye ama giderler ecdadımızın emaneti olan Ayasofya’nın duvarlarını kazırlar kapının kolunu kemirirler bu olaylar herhangi bir Avrupa ülkesinde olsa yer yerinden oynar ama bizim ülkemizde sadece mizahı dönüyor. Böyle giderse 50 yıl sonra hiçbir tarihi yapı kalmayacak ülkemizde tamamen betonarme bir ülkeye döneceğiz. Zaten bir ülkeyi değerli kılan şey o ülkede yaşanmış geçmiş olaylar değil mi? Bu olayların tek mirası tek şahidi olan yapılara da zarar verirsek ne kalacak elimizde. Ülkemiz de bu konularda hakkında acilen en sert şekilde caydırıcı kanunlar çıkarılması lazım. Tarihle savaş halindeyiz kazanırsak kaybedeceğiz.