Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hasret ney’miş

İki şehrin arasında gitmekte

İki şehrin arasında gitmekte olan kul yapımı bir otobüsün özlem dolum koltuklarında yolculuktayım. Yolculuklar nasıl araf duygular yaşatıyor bana anlatamam. Kısa bir gidiş olsa da gidişler hep hüzünlüdür benim sözlüğümde. Çocukluğumdan beri gidenin arkasında kala kala öğrenilmiş bir çaresizlik benimki. Hayatımın her anı özlem, gurbet ve hasret üçgeni. Geleni her zaman neşeyle karşılarsın ama gideni geçirmeye gelince öyle bir koşullanma yaşarsın ki bir süre sonra gelene de sevinemez olursun.

Peki nedir Özlem ve Hasret? Aynı şey mi sizce? Belki Türk Dil Kurumuna bakarsanız ikisi de birbirinin aynısı olarak çıkar. Ama dedim ya benim sözlüğüm başka işliyor. Beni sözlüğüm der ki Özlem özlemekten gelir ve herkesi özleyebilirsin her lezzeti her kokuyu ve nice şeyi. Ama hasret öyle mi ya. hasret tanımadığın, bilmediğin her şeye hissedilen özlem acısıdır. Hasrette yanarsın ama özlem de eser. Hasret ruhların çekimidir özlem bedenlerin. Sarılmayı özlersin ama hasrette dokunamazsın bile aklın çıkar. Karşıdan yanar yanar durusun.

Sizin de böyle biriyle tanışınca “sanki yıllarıdır tanıyor gibiyim” hissi yaşadığınız olur mu? Mutlaka olmuştur. İşte ben Elest Bezmi’nde tüm ruhlar toplandığında omuz omuza olduğumuza inanırım o ruhlarla. Beden kalıbını giyip yeryüzüne düşünce olanlar olur ve her şeyi unuturuz. Ve hep deriz ben nereden tanıyorum bunu diye. İşte arkadaşım sana oraları hatırlatan hep hasret. Hep yıllarını bir arayışa harcarsın gönlünün bir yerleri hep eksiktir işte o Kal-u Belanın hasretidir. Gördüğünü bildiğini özlersin işte ama bilinmeyene duyduğun hasrettir. Canım Şems demiş ki “Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara. Yandık yıkıldık ama hüzünden yana asla yakınmadık”. Nasıl hasret kokar bu kelimeler bana. hasretin olduğu yer hüzün, hüznün olduğu yer yangındır çünkü. Neyin hikayesini bilir misiniz siz? Kainatın sırrının hiçbir kula aktarılamayınca bir nehir kenarında fısıldanması sonucu kamışların Ney’e dönüşünce o sırrı üflemesidir.  Kim Ney sesi duyunca etkilenmez ki desin bana. İşte hasret NEY’miş anlatabildim mi?

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech