Topluma Destek Derneği, 01-07 Ağustos 2021 tarihleri arasında Avrupa Birliği Erasmus+ Gençlik Değişimi projesine ev sahipliği yaptı.
Topluma Destek Derneği’nin Erasmus+ ve Türk Ulusal Ajans tarafından onaylanan Empathy Storytelling adlı projesinde; Türkiye, Makedonya, Romanya, Slovakya ve Litvanya olmak üzere 5 farklı ülkeden 31 katılımcı yer aldı. 7 gün süren bu proje Çanakkale’de gerçekleşti. Göç ve empati üzerine çalışmalar yapılan bu proje hakkında TDD Proje Koordinatörü Slavica Uzan; “İlk zamanlardan beri insanlık hep bir göç halindeydi. Bazı insanlar iş veya ekonomik fırsatlar, ailelerine kavuşmak veya eğitim için göç ettiler. Diğerleri ise çatışma, zulüm, terörizm veya insan hakları ihlalinden kaçmak için. Halen, insanlar iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden, doğal afetlerden veya diğer çevresel etmenlerden ötürü göç ediyorlar. Bugün, her zamankinden daha fazla insan, doğdukları ülke dışında bir ülkede yaşıyor. Ben de bu göçmenlerden birisiyim ve bu durumun zorluklarını ve göçmenlerin hayat hikayelerini ilk elden biliyorum. Ben yaşadığım yere kabul edildiğim için şanslıydım; ancak bütün ülkelerin göçmen ve mültecileri hoş karşılamadığını gözlemleyebiliyoruz. Milliyetçilik hareketlerinde bir yükseliş görülüyor; bazı büyük ülkeler mültecilerin girişini engellemek adına yeni kanunlar imzaladı. Ülke vatandaşları ve göçmenler veya ülke içindeki göçmenlerin kendileri arasındaki ayrılık ve basmakalıp tiplemeleri doğuran birden çok etmen var.
“Gençler bu konuda en kritik konumdaki gruplardan birisi”
Topluma Destek Derneği olarak biz; insan hakları, eşitlik, demokrasi ve dahiliyeti desteklemek ve hakkında farkındalık yaratmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşu olarak bu projeyi oluşturmaya karar verdik ve farklı ülke ve geçmişlerden gelen gençlere göçmenlik ve sebepleri hakkında tartışıp, hikayelerini farklı açılardan dinlememizi sağlayacak bir alan yaratmak istedik.
Gençler bu konuda en kritik konumdaki gruplardan birisidir, çünkü onların yaşında empati kurma yetisi düşük bir seviyede olup, etki altında kalmaya; basmakalıp tiplemeleri, zorbalığı, önyargıları, ayrımcılığı ve bilinmeyene duyulan korkuyu yaratma ve kabul etmeye elverişlidir.
Biz bu proje ile empatinin; kendin dışında birisi olmanın ne demek olduğunu anlamanın gücünü göstermek, ayrıca katılımcıların bu eylemi kendi toplumları içinde de yaymaları için motive etmek amacıyla çalıştık.
Ayrımcılığın farklı biçimleri tartışıldı
Bizim genel hedefimiz, yaşları 15 ila 20 arasında değişen ve aralarında bazı kültürel farklılıklar bulunan; kimisi geçici veya kalıcı göçmen, mülteci veya bu gibi ailelerden gelmiş olan bu 31 gencin; ayrımcılığın farklı biçimleri, basmakalıp tipleme, önyargılar, ırkçılık, zenofobi, islamofobi vb. hakkında, kendi aralarında bilgi ve tecrübelerini paylaşmaları ve kendi ülkelerindeki durumu tartışarak ortak bir çözüm yolu bulmak ve bu sorunlarla başa çıkma yöntemleri keşfedilmesidir.
Aynı zamanda bu projede, Avrupa’nın farklı bölgelerinden, 5 farklı ülkeden ve dernekten bir araya gelmiş olan bu katılımcılar arasında uluslararasılaştırma, sosyal uyum, adalet, demokrasi ve çeşitliliği desteklemeye çalıştık.
Pandemi dolayısıyla, bir yıldan fazla süreyi eve kapanmış ve insanlarla fiziksel etkileşim içinde olmadan geçirdik. Gerçekten harika aktivitelerle dolu bu yedi günlük proje; bataryalarımızı şarj edip, çok yakında gerçekleşecek bir sonraki projemiz için bize motivasyon oldu!” dedi.
Haber Merkezi