Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Akoğuz

Mehmet İçtem

Tarla sokakta oturduğum evin ismi “Mehmet İçtem apartmanı”. Dört katlı bu apartman yapılmadan önce yerinde “iki buçuk katlı” Çanakkale evlerinden varmış. İnşaat ustası Bigalı Mehmet Usta 1962 yılında vefat edene kadar kendi inşa ettiği küçük evinde burada yaşamış. Mehmet İçtem’in yaptığı birkaç konut hala ayakta, en bildik yapı ise tüm Çanakkalelilerin bildiği tarihi bir yapı. Tarihi Ortaş fırını bu 60 yıllık bina da hizmet veriyor. Aynı zamanda Hilmi’nin fırını diye eski Çanakkale sakinleri tarafından adlandırılıyor. Mehmet İçtem’in kızı Muhterem Özkaya’dan fırının eski sahibi Hilmi Sönmez ve inşaat ustası babasının arkadaşlıklarını ve yapımını öğrendim. Ne mutlu ona babasının yaptığı binayı hala ayakta görüyor ve fırından sıcak ekmekler alabiliyor.
Binanın yapımı, önce tarihi Yalı fırınını işleten fırıncı Hilmi Sönmez’in Hamdibey Sokakta yeni bir fırın ve üstünde oturacağı ev yaptırmak istemesi ile başlamış. İnşaat ustası Mehmet İçtem’e yaptırmaya karar vermiş. Bina ve taş fırını her işini kendi ve yardımcılarıyla yapan Mehmet usta tarafından yapılır. Uzun yıllar fırıncı Hilmi nefis ekmekler ve unlu mamullerini Çanakkaleliler için burada üretir. Yaşlanan Hilmi Sönmez, fırını Hasan Ortaş’a kiralar. Şimdi “Tarihi Ortaş fırını” adıyla işletiliyor. Aynı tadı koruyarak taş fırını Hasan Ortaş ve şimdi oğlu Ümit Ortaş işletmektedir. Hasan bey 1978 yılından itibaren işlettiği fırının tüm inceliklerini oğluna öğretmiş. Şimdi köyünde emekliliğini değerlendiriyor. Tadına doyulmayan taş fırında pişirilmiş simit ekmek, ruşeymli ve tam buğday köy ekmekleri ve her gün ayrı bir unlu ürün kurabiyeler, poğaçalar ve diğer lezzetler müşterilerini bekliyor. Çoğu zaman önünde bu lezzetler için kuyruklar oluşur. Taş fırın ile tezgah arasında bir kişinin sığacağı bir aralıktan sabırla ekmekleri dağıtan nazik çalışanları da fırına değer katıyor. Fırından alışveriş yaparken alışılmadık dar bir alanda imalathane, fırın ve tezgahı aynı anda görebiliyorsunuz.
Aynı binayı paylaşan “Sardalye” balıkçısı da ne tesadüf Çanakkaleliler ve şehrimize gelen turistler tarafından beğenilen ayaküstü nefis balıklar pişirilen bir işletme. 60 yıl önce yapılmış bu tarihi bina, yeni yapılmış onca binanın içinde halkın en çok uğradığı, faydalandığı bir bina olmuş. Zaten kat çıkalım diye bu binayı yıkmak hala kullanılan 60 yıllık orijinal taş fırının tarihe gömülmesi demek olur. Dilerim ki kimsenin aklına gelmez böyle bir facia. Kent içinde gördüğüm bunun gibi az katlı tarihi binalar beni hep heyecanlandırıyor. Kim bilir hangi hikayeleri üzerinde taşıyorlar.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech