Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Handan Şen

Kadın için cinsellik

Bir önceki yazımda cinsellikten bahsetmiştim. Evet kadın cinsel duyguları ve yaşantısı,  toplum tarafından yargıya boğulmuş bir süreçtir. Erkeğin cinselliği ne kadar yüceltilen, çokluğu değerlilik hissi oluşturan bir durumsa, kadın da neredeyse tam tersi bir süreçtir.  Cinsel duygularını göstermeyen, bu konuda çok fazla arzulu olmayan kadınlar “temiz”  kadınlardır.

Bu süreç, namus kavramının kadın cinselliği etrafından oluşmasına neden olur. Kadın cinselliği bu anlamda sadece bir cinsel eylem değildir. Üstünde yargı vardır. Kadının cinselliğini yaşayabilmesi için öncelikle bu toplumsal yargılarla baş etmesi, onlardan kurtulması gerekir. Toplumsal yargıların üstünü örttüğü bir davranış, kişilerin iç dünyasında korku yaratır. Korkulan durumların ortaya çıkma ihtimallerine karşı da kaygı gelişir. Toplum tarafından onaylanma, değer görme, kendimizi güvende hissetme, yalnız kalmama gibi psikolojik ihtiyaçlar toplumun yargı geliştirdiği davranışlara karşı bizimde farkında olmadan yargı geliştirmemize neden olur. Kendi içimize yargı geliştirmesek de dışarıdan yargılanmayla ilgili korkular geliştiririz. Toplumun kınadığı bir davranışı meydana getirmek korku yaratır. Bu nedenle, kadınların cinsel duygu ve davranışları üzerinde geliştirilmiş bu toplumsal yargılar, onların cinsellikle ilgili korkular geliştirmelerine neden olur.

Bu noktada kadın cinselliği toplumsal yargılar tarafından hapsedilmiştir. Kadın cinselliğini yaşamamasının önünde çevre tarafından ve özellikle de erkek tarafından yargılanmasıyla ilgili korku yaşar. Kötü kadın olarak algılanma korkusu yaşar. Kadın duygularını ifade etmez çünkü nasıl ki yaşandığında yargılanacağından korkuyorsa, konuştuğunda da yargılanacağından korkar. Kendisi konuşmasa da erkeğin onu anlaması, konuşmuş gibi algılayıp, korkularını gidermek için davranış geliştirmesini, anlayış göstermesini bekler. Kadının ne hissettiğini anlamayan, beklentisinin farkında olmayan erkekse, bu davranışları kendisinin istenmemesi olarak algılar. Kendi kişiliğiyle ilgili bir soruna dönüştürür. Kadının korkuları ilişkiyi krize sokan bir soruna dönüşür. Bu tablo eskiye göre azalmışsa da kadın erkek ilişkilerinde halen belirleyici özelliğe sahiptir. Cinsellik hayatımızda kendimizi değerli ya da değersiz hissetmeyle ilgili bir değer arayışı sorunudur.

Sonuç olarak; “Hayat ya roman ya saman tadında yaşanır; ağzınızda saman tadı varsa kiminle yaşadığınıza bakın!”

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech