Peki, nasıl olacak?

Muhalefet, ortak aday çıkarmak için çalışıyor. Tek hedefleri, Sayın Erdoğan’ı devirmek. Olacak iş değil ya. Diyelim ki, ortak bir aday gösterdiler. Yine olmaz ya. Diyelim ki, Cumhurbaşkanı adayları kazandı. Parlamenter sisteme de geçeceğiz diye söylüyorlar. Anayasayı değiştirmeleri lazım. Üçte iki ile. Onun da olması zor. Hedef ne? Hükümet olmak. Ülkeyi yönetmek mi? Değil. Erdoğan’ı düşürmek. Kazandılar. Pekâlâ, kimin politikasını izleyecekler? On benzemez bir araya gelmiş. Birbirleri arasında, doku uyuşmazlığı var. CHP nin yapmak istediğine, İP ve Saadet karşı çıkacak. Bu arada bunların üçü bir araya geldiklerinde, HDP su koyuverecek. Anayasada, ikinci dil, federatif devlet isteriz. Hatta APO ya, PKK lılara af isteriz diyecekler. İçlerinden kim kabul eder? Anlayacağınız, ,40 yamalı bohça olacak o zaman. Devlet yönetilemeyecek. Yeniden seçime gidilecek. Bu kere de, Sayın Erdoğan ekseriyetle tekrar seçilecek. Başka izahı var mı? Herhangi bir argümanınız yok. Plan projeniz yok. Dış politika ile ilgili, en küçük bir bilgi birikiminiz yok. Aslında siz,”Erdoğansız olmaz” ı göstermek istiyorsunuz. Şimdi diyeceksiniz ki, Cumhur ittifakı nasıl yürüyor? Yürür tabi. Fikirler aynı. Doku uyumu var.40 yamalı Bohça değiller. Hedef,memleketin birliği.Hele,Bebecanın,Sayın Erdoğan’a, yaptıkları da ortaya çıkınca,Bohçanın bir yanı yırtılmış oldu.AK partiden milletvekili ve üyesi olduğu dönemde.Hem, AK parti adayının teklifine imza atacaksın.Hem de, karşı tarafın,ortak adayı için çaba sarf edeceksin.. Hatta,işin göbeğinde olacaksın.Millet bunu,bu ihaneti affeder mi?Şunu naçizane söylemeliyiz ki.,Kırk değil elli bohça olsa,ABD desteklisi de olsa,millet bu anlayışa geçit vermez.Buraya not düşüyoruz.

Acıcık Ucundan

Keloğlan’ın dul anası hastalanmış; götürmediği hekim, okutmadığı hoca kalmamış. Keloğlan, her gün anasına sorarmış: – Ana bugün nasılsın? Anası da hep aynı cevabı verirmiş: – Hastayım oğlum!..
Keloğlan “Ben bu anamın derdine nasıl çare bulacağım?” diye kara kara düşünürken, komşusu akıl vermiş: – Filan yerde ünlü bir hekim var, bir de ona götür!.. Keloğlan da anasını almış sırtına düşmüş yola, hekime giderken, Nasrettin Hoca’yla karşılaşmış; selâm vermiş, selâm almış. Hoca sormuş: – Hayrola Keloğlan, nereye böyle?
– Anam hasta, derdine bir türlü çare bulamıyorum, yine bir hekime götürüyorum. – Anan dul mu? – Dul. – Ananı kocaya vermeyi düşündün mü? – Aman hocam, bu yaştan sonra anam ne yapacak kocayı? Keloğlan daha sözünü bitirmeden, yaşlı anası öfkeyle bağırmış: – Sus edepsiz, sen hoca efendiden daha mı iyi bileceksin?Sağlıcakla kalınız.