Eğitimciler arasında, sahada çalışıp ve aşılanmadıkları için risk altında olduklarından dolayı fikir ayrılıkları rafa kaldırıldı. Eğitim Sen, Türk Eğitim Sen ve Eğitim İş ortaklaşa bir basın açıklamasına imza attılar. 3 sendika geçtiğimiz gün yapmış oldukları basın açıklamasında, “Bizlerin, aile bireylerimizin, öğrencilerimizin ve öğrenci velilerimizin hastalanması halinde başta siyasal iktidar olmak üzere sorumluluk MEB ve Sağlık Bakanlığı’nda olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
3 sendika arasında fikir ayrılığı aşılama konusunda rafa kalktı. Eğitimciler, okullarda öğrencilerle birebir temas kurduklarını belirtirlerken, çok sayıda yurttaşın ciddi şekilde birbiri ile temas altında bulunduğu okullarda görev yapmaya devam ediyorlar. Eğitim sendikaları arasında fikir ayrılığı rafa kaldırıldı ve 3 sendika ortaklaşa basın açıklamasına imza attılar.
Eğitim Sen Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş ve Eğitim İş Şube Başkanı Serkan Serbest ortak açıklamada bulundular.
“Okullar gerekli önlemler alınmadan açılmıştır”
Yapılan basın açıklamasında, “Sendikaların eğitim kurumlarında gerekli tedbirlerin alınması ve eğitim emekçilerinin tamamının aşılanması yönündeki talepleri dikkate alınmamış, okullar gerekli önlemler alınmadan açılmıştır. Eğitim Sendikaları olarak bugüne kadar yaptığımız bütün girişimler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’na acil aşılama ile ilgili olarak yaptığımız başvurulara verilen cevaplar, eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanmasına yönelik ciddi bir adımın atılmadığını ve buna dair sağlıklı bir planlamanın da olmadığını ortaya çıkarmıştır.
Yüz yüze eğitime başlamadan önce tüm öğretmenlerin aşılanacağı bizzat Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklanmıştır. Bizler kadar risk taşımayan Milli Eğitim Bakanı kameralar önünde aşısını olmuş, ancak sorumlusu olduğu eğitim emekçilerinin aşı olması için adım atmamıştır. Gelinen aşamada köylerde çalışan öğretmenlerin bir bölümü dışında eğitim iş görenlerinin çok büyük bölümüne hala aşı yapılmamıştır.
“Öğrencileri de yüz yüze sınava çağrılarak virüsün yayılmasına adeta davetiye çıkarılmıştır”
Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri iş görenlerinin, öğrencilerin ve velilerin şehir içindeki hareketliliği öngörülerek kararlar alınması gerekirken, alınan kararlar ve uygulamalar virüsün yayılımını daha da arttırmıştır. Her gün yüzü aşkın yurttaşın Covid-19 salgını nedeniyle yaşamını yitirdiği bir dönemde, bilimsel araştırmalara dayalı olarak yapılacak sağlıklı bir eğitim planlamasıyla eğitim emekçilerinin iki doz aşısının tamamlanması beklenirken bu yapılmamış o dönemin vaka verilerine göre düşük ve orta riskli illerde ortaokullar ve liseler de açılmıştır. Öte yandan bulaş riski yüksek yaş grubundaki ortaokul ve lise öğrencileri de yüz yüze sınava çağrılarak virüsün yayılmasına adeta davetiye çıkarılmıştır.
Toplu ve kontrolsüz açılmanın ardından, ortaokul ve liselerde yüz yüze eğitime başlanması ve zorunlu yüz yüze sınavlar sonrası pek çok öğrenci ve öğretmen Covid-19 virüsüne yakalanmıştır. 2 Mart sonrasında vaka, ağır hasta ve ölüm sayılarında yaşanan hızlı artış, eğitim emekçilerine aşıda öncelik tanınması yönündeki acil talebimizin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur.
“Gerekli önlemler alınana kadar ertelenmelidir”
Öğretmenlerin, öğrencilerin, eğitim kurumlarında görev yapan yardımcı hizmetli, memur, idari ve teknik personelin, ailelerin ve toplumun sağlıklı yaşam hakkı iktidarın yanlış politikaları nedeniyle açık tehdit altındadır. Gerekli önlemler alınmadan böylesine büyük bir risk altında görev yapmaya zorlanmamızın sağlıklı yaşam hakkımıza müdahale anlamına geldiği açıktır.
Bizlerin, aile bireylerimizin, öğrencilerimizin ve öğrenci velilerimizin hastalanması halinde başta siyasal iktidar olmak üzere sorumluluk MEB ve Sağlık Bakanlığı’nda olacaktır. Okullardaki tablo daha da ağırlaşmadan yüz yüze sınavlar okullardaki tüm emekçilerin aşılanması tamamlanana ve gerekli önlemler alınana kadar ertelenmelidir” ifadeleri yer aldı.
Tunahan Ünsal