Tükenmişlik Sendromu

Sosyal Medya'da Paylaşın Facebook Twitter

Tükenmişlik sendromu adı verilen psikolojik hastalık, 1974 yılında ilk olarak Herbert Freudenberger tarafından başarısızlık, yıpranmışlık, güç ve enerji düzeyinin azalması, tatmin edilmez isteklerin oluşması sonucunda bireyin içsel kaynaklarında oluşan tükenmişlik durumu olarak tanımlanmıştır.

 

Tükenmişlik sendromu bireyin normal şartlarda kariyerinden, arkadaşlıklarından veya aile etkileşimlerinden aldığı keyfi ve başarı duygusunu azaltan ve bireysel kimliğin kaybedildiğine inanılmasına yol açan bir zihinsel ve fiziksel tükenme durumudur. Aynı zamanda bir iş hayatı stresi türüdür.

 

Tükenmişlik sendromu yaşayan bireyler genellikle çevrelerine sağlayabilecekleri ya da verebilecekleri bir şeyleri kalmadığını hissederler ve hatta sabahları yataktan kalkmaktan bile korkabilirler. Hatta hayata karamsar bir bakış açısı benimseyebilir ve sürekli kendilerini umutsuz hissedebilirler.

 

Tükenmişlik sendromu, başlangıçta çok severek, hevesle yaptıkları işlerinin bir süre sonra zihinsel, fiziksel ve ruhen tükendiğini hisseden bireylerin yaşadığı bir sendromdur. Yoğun stres ve zaman baskısına maruz kalan kişilerin bu sendroma yakalanmaları beklenen bir durumdur. Önemli olan yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunun farkına varabilmek ve bununla baş edebilmektir.

 

Tıpkı diğer uzun vadeli stres türleri gibi tükenmişlik sendromu da bireyin bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve bireyi soğuk algınlığı, grip ya da uykusuzluğa karşı daha duyarlı hale getirebilir. Tükenmişlik sendromunun sonraki aşamasında ise birey depresyona girer, hayat birey için anlamını yitirir ve kendisini umutsuz hissetmeye başlar.

 

Tükenmişlik sendromunun son aşamasında ise zihinsel veya fiziksel çöküş bütünüyle başlar. Bu durum bireyin genel olarak başa çıkma yeteneğini etkileyebilir ve bu aşamada ruh sağlığı uzmanı ve tıbbi yardım gerekli olabilir. Tükenmişlik sendromu kendiliğinden geçebilen bir durum değildir.

 

Uzun süre boyunca tedavi edilmeden ilerlemesine izin verilirse depresyonkalp hastalığı ve diyabet gibi ciddi fiziksel veya psikolojik hastalıklara yol açtığı sağlık sektörü tarafından da dile getirilmektedir.

 

İnsan vücudunun dinlenmek ve kendisini düzenlemek için zamana ve desteğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle sorunları biriktirmek, kendi başımıza aşmaya çalışma zorunluluğunu hissederek ötelemek işi ciddi boyutlara taşıyacaktır beden, ruh ve zihin sağlığı açısından.

 

Kişisel Gelişimin temalarından olan bedensel, ruhsal ve zihinsel sağlık yatırımları artık günümüzde kişiler için en verimli yatırım araçlarındandır. Zira sağlık kaybı sonrasında yapacağınız maddi/manevi harcamaları düzenli olarak, belirli aralıklarla kendiniz için kişisel gelişiminize sağladığınızda her şey yolunda gidecek ve mutluluk doyumunuz baki olacaktır.


Bu haber 15/01/2021, Friday günü yayınlandı, 584 defa görüntülendi
*
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com