YILBAŞINIZ BATSIN

Yasak delinecek!.Başka yolu yok.Hiç bir güç,kuvvet bizi durduramaz.Ne var?Ahretten,cennetten tapu mu alacaksınız?Altı üstü bir gece,içip.mıçıp dans edeceksiniz.Sonuç,son günlerde,günlük 10 bin azalma gösteren hasta sayısını, üç katına çıkaracaksınız?Bakınız beyler,bayanlar.Merdivenden kayanlar.Beşi birli sayanlar.Bir toplumun içinde yaşıyorsunuz.Uymanız gereken bazı kurallar var.Hatta yazılı olmayanlar da dahil.Toplumun sağlığı ile oynayamazsınız.    Yapmayın yahu. Akıl almaz şeyler yapıyorlar. Bu yıl da. Kutlamayın. Yılbaşı döneminde toplu organizasyonları engellemek adına, birbiri ardına tedbirler alınsa da, yasakları delmenin yolu kiralık villalarda bulundu. Günlük kira bedeli 600 TL ile 4 bin TL arasında değişen villalarda, neredeyse boş yer kalmazken, villa kiralayan kişiler yılbaşı gecesi için dansçı, dansöz ve DJ hizmeti de veriyor. Dansçı, dansöz ve DJ’ler için istenen ücretler ise, 600 ile 1500 TL arasında değişiyor. Yılbaşına sayılı günler kaldı. Ancak bu yılbaşı koronavirüs salgının devam etmesi sebebiyle, geçmiştekilerden çok daha farklı olacak. Bu yıl eğlence mekânları ve otellerde yılbaşı eğlenceleri yapılması yasaklandı. Evlerde kalabalık bir şekilde toplanılması da, mümkün değil. Ayrıca yılbaşı döneminde 3 günlük sokak kısıtlaması da bulunuyor. Virüsün yayılımını yavaşlatmak için tedbirlerin seviyesi arttırılsa da, bazı kişiler, yasakların arkasından dolaşarak ‘eğlence’ düzenlemek için çeşitli yollar deniyor. Bunların başında ise günlük villa kiralamak geliyor. Özellikle, tatil beldelerinde villa ve müstakil evlere ilgi, oldukça yoğun. İstanbul’da da benzer bir durum yaşanıyor. İlanların birçoğunda, yılbaşı dönemi için kiralık villa kalmadığı yazıyor. Diğerleri ise, çok az kiralık villa kaldığı için
fiyatlarını yükseltmiş. Villaların günlük kiralama ücreti. Villa kalmayınca, iki misline çıkmış. Şimdi de, Çiftlik evi, Bungalov gibi çareler düşünüyorlar. Gökten taş yağsa, bu kutlamayı yapacaklar. Ne diyebiliriz ki? Korona olun. Ancak kimseye bulaştırıp da, kanına girmeyin.

AZICIK GÜLELİM

Nasreddin Hoca, hayvanlarına ağır yükler yükleyip, onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binen Hoca, köy meydanında dolaşmaya başlamış, işin garibi de, dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyormuş. Şaşırıp sormuşlar:
– Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun, bu nasıl iştir? Hoca hemen cevabı yetiştirmiş:
– Zavallı hayvan, zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana, sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor, bu kadar hizmetlerinden sonra, dolu çuvalı da ona mı yükleyecektim? Bu yüzden ben vurdum çuvalı sırtıma.Sağlıcakla kalınız.