Mahallemizin hemen köşesinde tezgah açan seyyar satıcıya ilişti gözüm.
“Yeni bir şeyler var mı?”
“Var abicim. Olmaz mı? Film-Müzik?”
“Müzik de mi var?”
“Olmaz mı abicim yok yok! Zabıta peşimizde, biz koşuyoruz icabında? YE-Tİ-ŞENE- AAAAŞK OL-SUUUUN”
Yoldan geçen kadınları süzdü göz ucuyla.
“Kaça kadar burdasın? Dönüşte alayım?”
“Abicim belli olmuyor. Eskiden zabıtanın mesaisi biterdi, şimdi bitmiyor. Ben kendimi düşünmüyorum. Yazık adamlara. Emeklerine yazık.”
Küçük bir tebessüm edip yürümeye başladım.
Kendi işlerini el altından satan müzisyenler tanıyorum. Bunu ekonomik gerekçelerle yapanlar olduğu kadar sansürle baş etmek için yapanlar da var. Mesela bir rapçi vardı arkadaşım; Milis Lirikler isimli bir albüm çıkarmıştı. Bu albümü bir şirketten çıkarmaya çalıştı. Şirket sözlerini değiştirmesi gerektiğini söyledi. “Eyvallah” etmedi bizim eleman. Mecburen yer altında, el atından sattı.
Korsan bey, pek böyle değil tabi. Şekil olarak benzer yönleri olsa da bizim çocuklara. Onlar kadar samimi gelmiyor. Ceza yesin de istemem tabi. Nötr’üm.