Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf Eroğlu

23 NİSAN VE RAMAZAN

Yarın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100.açılış yıldönümü. Aynı zamanda, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Çocuklarına armağan ettiği bayram. Kutlu olsun. Cumhuriyete giden yolun adımlarından birisi. Bu hafta sonu da, Mübarek Ramazanı şerif ayına giriyoruz. İki kutlu gün. Her ne kadar Virüs nedeniyle, Coşku ile Kutlamaya hazırlandığımız, TBBM nin açılışının 100.yılını, iştiyakla kutlamasak da, gönüllerde yaşatacağız. Bu günler de elbette geçecek. Ramazanı da şevk ile geçireceğiz. Bakmayın siz,”hiçbir şey eskisi gibi olmayacak “diyenlere. Her şey çok daha iyi ve güzel olacak. Evde kalma meselesinden, gözle görünmeyen bir illetin insanları nasıl esir aldığını gördükten sonra, yanlışlarımız gözden geçirip düzelteceğiz. Doğayı katletmekten, birlikte yaşadığımız canlıları hor görmekten vazgeçeceğiz. Dostluk. Komşuluk, akrabalık, yardımseverlik ilişkilerine yeniden kavuşacağız. Coronadan önce, Coronadan sonra diye yaşadığımız hayatı ikiye ayıracağız. Özgürlüğün, bir nefesin bile ne kadar kıymetli olduğunu öğrenip, zamanımız boşa  geçirmeyeceğiz. Dünyadaki, güçlü devletlerin nasıl çaresiz kaldıklarını görerek, devletimizle gurur duyup, Atatürük’ün dediği gibi, çok çalışacağız. Böyle felaketler için hazırlıklı olmamızın gerektiğini bilerek yaşayacağız. Tedbiri alıp, takdiri Allaha bırakacağız. Okuyacağız, Bilinçleneceğiz. Yaratıcı olacağız. Genç beyinleri imkân tanıyacağız. Bilim adamları yetiştireceğiz.Virüs ile mücadelede,Sağlık Çalışanlarımızın, ne kadar başarıl oldukların gördük.Onlara, daha iyi çalışma şartları Sağlayacağız.B.u vesile ile,23 Bayramını ve Ramazanı şerifiniz kutluyoruz.Coronasız günler dileği ile.,

AZICIK UCUNDAN

İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen demiş ki:
– Çocuklar konu serbest, hepiniz hayvan resimleri çizin.
10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırınca, öğretmen yanına gelmiş. Resim kâğıdının üzerinde bir sinek gören öğretmen, çocuğun bu sinekten şikâyetçi olduğunu sanıp, eliyle sineği kovalamış, ama hayvan hiç hareket etmemiş. Biraz daha dikkatli bakan öğretmen, sineğin gerçek olmadığını ve bunun bir sinek resmi olduğunu fark etmiş. Hayretler içinde kalan öğretmen, şaşkınlıkla sormuş: – Oğlum, bu resmi sen mi yaptın? – Evet öğretmenim. – Peki, bir de at resmi yap bakayım. Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizmiş ki; at, sanki kâğıttan fırlayıp çıkacak kadar canlıymış. İyice şaşıran öğretmen, çocuğa seslenmiş: – Yavrum, beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir. Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım. Son dersten sonra öğretmen, Ahmetle beraber yola çıkmış. Dar bir patikadan geçerek, bir gecekonduya gelmişler. Çocukla birlikte içeri giren öğretmen, yatakta inleyen bir adam görünce konuşmaya başlamış: – Geçmiş olsun efendim. – Teşekkür ederim. – Ben oğlunuzun öğretmeniyim… – Allah kahretsin oğlumu!.. – Aman efendim, böyle söylemeyin, yaptığı resimler… – Onun yaptığı resimler yerin dibine batsın!.. – Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun… – Yeteneğine başlatmayın şimdi!.. – Peki, ne oldu, oğlunuza niçin böyle kızgınsınız?
– Neden olacak? Dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu eşşek sobanın üzerine çıplak kadın resmi çizmiş!..Sağlıcakla kalınız.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

%d
Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech