Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf Eroğlu

Korkmayın!

Ruh Doktoru Alper Hasanoğlu  “Zor günlerden geçiyoruz ama içimizdeki korkudan daha büyük tehlike yok” diyor..Sabah Yazarı Hınçal Uluç bununla ilgili çok güzel bir yazı yazmış.Bazı bölümlerini yayınlıyoruz.Buyurunuz.”Zamanında, Osmanlı, Bolu Dağlarındaki eşkıya ile baş etmek için bir zabit ve birkaç asker yollamış..Eşkıya gülmüş..”Bizi buncacık askerle mi korkutacaklar..Koskoca Bolu dağlarını bu 3.5 asker nasıl bekler?.” Zabit’e ulaştırmışlar.. Cevap vermiş..”Ben beklemeyeceğim o dağları.. Ama öyle bir korku salacağım ki, dağları o korku bekleyecek..” Rivayet ederler ki, “Korku dağları bekler” lafı oradan gelir..Şimdi corona virüs korkusu dağları bekliyor ve bu korku Alper Hoca’nın dediği gibi en az virüs, hatta ondan da fazla tehlikeli..”Korku”nun ne derece büyük tehlike olduğunu söyleyenlerin başında, büyük İslam alimi İbni Sina geliyor..
Buhara doğumlu âlim, yaklaşık bin yıl önce, İran’da ve Türkistan’da adeta tıp devrimi gerçekleştirmişti. Bu günlerde ortalarda dolaşan bir film var. Filmde İbni Sina’nın dünyayı saran en korkunç salgınlardan Veba’ya karşı söyledikleri ve yaptıkları anlatılıyor.Filmin salgın günlerinde geçen bir sahnesinde Üstat, öğrencisi Biruni’ye “İlk önce bize temiz elbise ve elimizi, yüzümüzü yıkamak için sirkeli su getirtir misin” diyor.Öğrencisi “Hangi ülkenin adeti bu” deyince de “Salgında her ülkenin adeti olmalı” cevabını veriyor.Öğrenci denilenleri yapıp Hocasına soruyor..”Veba ile baş etmek mümkün mü?.” “Evet!.” “Nasıl?.” “İlk önce insanların içindeki korkuyu yenmek lazım.

 En önemlisi

En önemli şey, korkmamak!.” ..ve sonra yapılacakları anlatıyor..”İnsanlar bir araya gelmemeli. Çarşıya, camiye gitmemeli.. (Dikkat edin, bin yıl öncesinden söz ediyoruz.) Satıcılar mallarını, müşterilerin evlerinde teslim etsinler.” Sonra ne diyor, inanmazsınız..”Herkes evinde otursun.. Müzik dinlesin ve eğlensin. Salgın, müzik ve eğlenceden kaçar..”Dahası var. İbni Sina, dağları bekleyen “Korku”nun dehşetini lafta bırakmaz. Bir de ünlü deneyle kanıtlar.İki kuzuyu iki ayrı kafese koyar üstat.. Ayni koyundan, ayni batında doğan, ayni cüsse, ayni kiloda iki kardeş kuzu.. İkisini de ayni yemlerle besler. Yani iki kuzunun fiziksel tüm yaşam şartları eşittir. Fark iç dünyalarındadır. Oraya bir üçüncü kafes daha koyar. İçinde de bir kurt.. Büyük alim, kurt kafesini öyle yerleştirmiştir ki, kuzulardan ancak biri görebilir kendisine iştahla bakan vahşi hayvanı..Günler haftalar geçerken, kurdu gören kuzu giderek huzursuz olmaya, iyi yem yememeye ve iyi uyumamaya başlar. Günden güne zayıflar, çelimsizleşir ve ölür. Kurdu görmeyen kardeşi sağlıkla büyür, gelişir oysa..İbni Sina, kurdu gören kuzunun korkunun verdiği huzursuzluk ve gerginlik  yüzünden, yaşam düzenini kaybettiğini ve bu yüzden öldüğünü söyler ve “Onu öldüren içindeki korkuydu” der.” ..Ve kitabına not düşer..”Gereksiz korku, endişe, kaygı, stres ve paniğin insan bünyesine verdiği zararı başka hiçbir şey veremez.”Moralimizi hep yüksek tutmak.. Bunun için de, felaket tellallarını asla ve asla okumamak ve dinlememek..
“Bir ve beraber olmak!.” “Sen ve ben, ‘iki’den büyüğüz” demişler.Ne güzel ve ne doğru.. O zaman..80 milyon “Biz” olursak, 100 milyondan bile büyük oluruz, unutmayın.”.Doğru söze ne denir?.Tedbirimizi alalım ve Virüsten korkmayalım.Çünkü Virüs,aldığımız tedbirlerden daha güçlü değildir.Sağlıcakla kalınız.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech