Çanakkale Suriye’nin neresinde?

Tarih 2 Eylül 2015…
Bodrum’dan açılan fiber tekneye doluşan 14 kişi iyi bir gelecek, kaliteli yaşam umuduyla denize açıldılar. Her zaman olduğu gibi abiler, ablalar, babalar, anneler ve en önemlisi çocuklar o teknede yerlerini aldılar ve sıkı sıkı tutunmaya başladılar. Tutundukları şey o kadar fazlaydı ki sadece tekneyi tutmak olarak özetlenemedi. Bir anne o teknede hem çocuğunu tuttu hem de kendi hayal dünyasında kurduğu gelecek umutlarına biraz sonra ulaşabileceği fikrine tutundu.

O anda işler pekte beklendiği gibi gitmedi küçük tıkış tıkış dolu tekne alabora oldu ve cansız bedenler zaman içerisinde kıyıya vurmaya başladı. Akyakarlar Mahallesi Fenerburnu sahiline gidenler belki de daha önce karşılaşmadıkları bir manzara ile karşılaştılar çünkü onları karşılayan Aylan bebekti…

Aradan tam 5 yıl geçmesine rağmen Aylan bebeğin kıyıya vurmuş bedeni ve dalgaların dövdüğü suratı hiç ama hiç unutulmadı ve tüm dünyada göçmen sorunu ile ilgili yeni bir kamuoyu şekillendi.

Bir ülkenin içinde bulunduğu savaş ortamından kaçan, topraklarını geride bırakan mülteciler sığındıkları ülkelere ne gibi sıkıntılar getirirler? Psikologların, sosyologların ve elbette ki akademisyenlerin çözüm üretecekleri ve cevap verecekleri konuyu Aylan bebek üzerinde sonlandırmak istiyorum!

Başta dile getirdiğim soru net ve çok açık, “Çanakkale Suriye’nin neresinde?”

Son 48 saat içerisinde telefonlar susmuyor, Türkiye’nin dört bir yanından arkadaşlar Ayvacık’ta, Çanakkale sahillerinde neler oluyor diye soru yağmuruna tutuyorlar. Uluslararası haber ajansları, ulusal ajanslar ve yerel medyanın gözü kulağı Ayvacık sahillerine çevrildi.

Suriye’nin İdlib bölgesinde meydana gelen olaylar sonucunda hükümetin vermiş olduğu sınır kapılarını açıyoruz kararı Çanakkale’yi doğrudan etkiledi. Bölgede bulunan göçmenler 2 gündür sabah saatlerinden gece yarılarına kadar Ayvacık bölgesindeki sahillerden gruplar halinde Midilli’ye geçmeye çalışıyorlar.

Şişme botlara doluşan yüzde 90’ı Afgan, aralarında Irak ve İranlıların bulunduğu mülteciler 1 saatten kısa bir sürede iki gün önce birbiri ardına Midilli’ye ayak bastılar. Türk sahil güvenliğinin ve Yunan sahil güvenliğinin mültecilere müdahale etmemeleri ise tarihi görüntülerin ortaya çıkmasına neden oldu. Dünya nasıl bir yer ki 2 gün önce suç olan bir durum 2 gün sonra tüm dünyanın gözü önünde aleni olabiliyor…

Kameralar bir anda Ayvacık’tan ayrılmak üzere olan bota çevrildi. Bottan gelen, “Biz Suriyeli değiliz, Afganız” sesiyle irkildim… Yavaş yavaş kıyıdan ayrılan botu çeken kameralar canlı yayınlarla, göçmenlerin an be an Midilli’ye geçişlerini vermeye başladılar. Tüm dünya yaşanan bir kriz sonrasında alınan kararla, göçmenlerin canlı mı cansız mı karşıya geçeceklerini izleyip yorum yapar oldu.

Ayvacık bir anda Survivor setine dönerken, kimilerinin aklına Aylan bebek geldi ve boğazlar düğümlendi. Savaşı yaşamayan, ailesi katledilmeyen, sevdikleriyle ölümüne vedalaşmayanların, göçmenler hakkında görüş bildirmeleri ne derece mantıklı, ben  bir çerçeve bulamadım…