Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf Eroğlu

YOBAZ!

Maalesef yine aynı konu. Nedir diye sormayınız. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yasakları konumuz. Biliyoruz, kabak tadı verdi ama iş öyle bir yere gidiyor ki, “Camileri Kiliseye döndürdünüz” diye tabureleri kaldırdılar. Şimdi ne yazık ki, Camiler kavga alanı oldu.” Nasıl mı oldu? Buyurunuz. Efendim. Çanakkale’de herkesin sevdiği, takdir ettiği 80 yaşına merdiven dayamış bir Esnaf ağabeyimiz var. Tıflı Camii’nin cemaati. Malum yasaklar başlayınca, katlanabilir tabure alıp camiye gidiyor. Daha namaz başlamadan bir “Yobaz”, evet başka kelime bulamadık. Adama saldırıyor. Ne diyor biliyor musunuz? “Bu taburede namaz kılamazsınız. Ben Müslüman’ım. Camileri kiliseye benzettiniz. Sizin kıldığınız namaz kabul olmaz.” Haydaa. Adam sanki hâşâ, Allah. Neyse, ağabeyimizi darp etmeye fırsat bulamadan, cemaat tarafından yaka paça dışarı atılıyor. Sayın Müftümüzün bundan haberi yok tabii ki. Bakınız. Yaşlılara yapılan bu eziyetin sonu nereye varıyor. İmam Cemaat meselesi… Dinin en üst kuruluşu, Camileri kiliselere çevirdiniz derse, işte böyle yobazlar da durumdan vazife çıkarırlar.

ABDULLAH AMCA

Hürriyet gazetesi 13 Ocak tarihli nüshasında, birinci sayfadan, Beşiktaş’ta oturan Abdullah Işıklar amcanın haykırışını yayınladı. Haber şöyle, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın camilerdeki taburelerin kaldırılması talimatı ayakta namaz kılamayan cemaati mağdur etti. Beşiktaş’ta yaşayan 87 yaşındaki Abdullah Işıklar, Diyanet’e noterden ihtarname yollayıp, camilere tabure konulmasını istedi. Yaşından dolayı tabure veya sandalye üzerinde namaz kılma mecburiyetinde olduğunu belirten Işıklar, ihtarnamede mağduriyetini şöyle anlattı: “Takdir edilmelidir ki benim durumumda olan insanların evlerinden aldıkları tabure ya da sandalyeleri taşıyarak camiye gelmeleri de fevkalade güçtür. Ben ve benim gibiler kendimizi güçlükle taşıyarak camiye gidebilirken, yanımızda sandalye ve tabure taşımamızın istenmesi, bizlerin evlerimizde tek başına namaz kılmaya icbar edilmemiz fevkalade yadırgatıcıdır.”

“Benim durumumda olan insanların, cemaatle namaz kılma imkânlarının ellerinden alınmaması amacıyla, yeteri kadar ödeneğin, il müftülüklerine gönderilerek, Mekke ve Medine’de olduğu gibi, bütün camilere katlanır sandalye, ya da taburelerin alınmasının sağlanması suretiyle mağduriyetlerimizin giderilmesi, aksi halde genelgedeki idari tasarrufun iptali zımnında, ulusal/uluslararası yargı yoluna başvuracağımızın bilinmesi ihtar olunur.” Bu yaşlı amcaları mağdur etmek, dinen caiz midir? Devlet Bankası’ndan alınan kredinin, caiz olduğunu açıklayan Diyanet, elbette ki, buna da, caizdir diyecektir. Kaş yapayım derken göz çıkarmak buna denir herhalde.

 VE ZAFER
Bu yazıyı hazırlarken, yine Hürriyet gazetesinde, “Abdullah Amcanın Tabure Zaferi” diye bir yazı yayınlandı. Buyurunuz. Hep birlikte okuyalım. “Abdullah Amca’nın sözleri sonrası Darülaceze Başkanlığı harekete geçti. Hürriyet’ten İdris Emen’in haberine göre, Darülaceze Abdullah Amca ve onun gibi ayakta namaz kılamayanlar için Darülaceze mescidine 10 katlanır tabure alındığını açıkladı. Abdullah Işıklar “Diyanet’ten henüz bir haber gelmedi. Ancak Darülaceze’nin tabureleri mescide geri koyması fevkalade iyi bir haber. Her perşembe olduğu gibi bugün Darülaceze’ye gideceğim. Benim beklentim camilere de birkaç tabure konulması” dedi. Aklın yolu birdir. Sağlıcakla kalınız.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

%d
Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech