Yarım ekmek köfteyle çevre mücadelesi

Çevre ve onun harabına karşı gerçekleştirilen hiçbir eylem. protesto ya da çalışma temelinde kendi tabağınızdan, yemeğinizden başlamadan bir işe yaramaz.

Her konuda olduğu gibi burada da iğneyi kendinize batırmadan; çuvaldızla milleti dürtmüş olursunuz. Kısacası elinizde yarım ekmek köfte (hayvan etinden) varken, istediğiniz kadar “Çevreci” olduğunuzu iddia edin. Ancak kendinizi kandırmış ya da kendi reklamınızı yapmış olursunuz. Ne çevreye ne de bu konudaki mücadeleye en ufak katkınız olmaz.

Sebebini ise size kısaca özetleyeyim:

Her gün, vegan beslenmeyi benimseyen bir kişi 4.100 litre su, 20 kilo buğday, 2.8 metrekare ağaçlı alan, 9 kilo karbondioksit eşdeğeri ve 1 hayvanın hayatını kurtarıyor. (Kaynaklar: https://veganlik.org/cevre/, Climatic Change July 2014, Volume 125, Issue 2, pp 179–192, Meat Eaters Guide: Methedology, World Resources Institue Sustainable Diets: What You Need to Know in 12 Charts, http://thevegancalculator.com/#calculator, Vegetarian Times: The Environmental Impact of a Meat-Based Diet, Food Choice and Sustainability: Why Buying Local, Eating Less Meat, and Taking Baby Steps Won’t Work)

Tek bir kişiden bahsediyoruz burada ve yalnızca işin beslenme boyutu ile ele alındığında elde edilen sonuç bu.

Kaldı ki veganlık, beslenmeden ibaret değil. Giyimden kuşama, alet edevattan kullandığınız araca kadar yaşamda aklınıza ne gelirse hayvan ve çevre sömürüsünden uzakta bir yaşam, biraz da araştırma ve çabayla mümkün.

Yani eğer çevre için bir şeyler yapma mücadelesinde samimi iseniz, işe tabağınızdan başlamak en etkili yöntem olacaktır.