Sevgili dostumuz İrma. Sokak kızı İrma. İsmini biz vermedik.
Ama şu filmden: “Irma la Douce” (Shirley MacLaine şahsında)
Rahmetli veteriner dostumuz Mehmet’in sevgilisi verdi İrma ismini…
Anlatacağım.
İrma, sevgili köpeğimiz. Dişi. Öyle sokaklarda ayıp şeyler falan yapmışlığı yok.
Eziyet edilirken, hayvan severlerden biri kurtarıyor sokaktan İrma’yı.
O zamanlar adı İrma değil. Bembeyaz top gibi bir şey… 2 aylık tahminen… 2003. Poşete sokulup, tornavidayla eziyet edilirken, bir dost kurtarıyor kuzumuzu. Bakımı için teslim ettikleri arkadaşım sayesinde, yuvamıza kavuştu kızımız..
••••
İrma, adını veteriner dostumuz rahmetli Mehmet’in sevgilisinden aldı. Ona göre sokakta bulunmuştu. (Sokak kızı değildi ama…) Kıramadık kabul ettik verdiği ismi. Evimizin 15.5 yıllık dostu bu değerli varlık, artık çok yaşlandı. Ömrünün sonunda.
Köşe yazarlarının böyle özel hikaye anlatmaları… Falan. Geçtik oraları… Ayrıca dostlarımızla olan hikayelerimizin kime zararı dokunur ki…
Dostluk hikayesi işte… Dostunuzun kim olduğu önemli mi?
Onlar da en fazla 10-15 kelime konuşabiliyor. Kitap mı yazacaklardı?
Sizlerle bunu paylaşmak istedim.
••••
Kimilerinin hayvan dediği dostlar acaba bize ayna mı tutuyor?
Artık içi boşalmış olan dostluk kavramının, tekrar tekrar içini mi dolduruyorlar?
••••
İrma kızımın son zamanlarını sizlerle paylaşmayacağım. Bizi terk edecek bir süre sonra. Emareleri belirdi. Duymuyor, görmüyor, hatırlamıyor.
Yemek üzerinden iletişim kuruyoruz. Ne kadar çok yemek yemek isterse, hayata o kadar bağlı olduğunu biliyoruz. Onu hayata bağlasın yeter.
İstesin beni yesin!
Çok yaşa İrma, bütün yemekler senin olsun.
Çok ye İrma, çok yaşa emi!
Dostluğun en güzeli, senden daha güzel değil!