İmam daha o soruyu sormadan; bizler ‘helal olsun, helal, helal olsun’ dedik. ‘Kurtaramadık’ diyerek hıçkıra hıçkıra ağlayan Yavuz Hocamızın hayat arkadaşı Ayşe Öğretmenimize sarılıp “sabır” diledik.
Emekli tarih öğretmeni Yalçın Yavuz Seçkin ağabeyimizi Pazar günü Kocatepe Camii’nde ikindi namazı sonrası cenaze töreninden sonra toprağa verdik…
Cami avlusunda; Mete Hoca, Ahmet Hoca ile sohbet edip ‘Hayat böyle’ kanısına vardık.
2018 yılının 22 Temmuz’un da, o sıcakta, o sıcaklıkla Yavuz Hoca’yı toprağa verdik.
Ayrıldık dostlardan…
Eve geldik…
Ne yazacaktık ki;
Yazmaktan vazgeçtik, meyhaneye gittik…
Belki Yavuz Hoca ‘iki bira’ içmeye gelirdi…
Rakıdan başladık, gece yarısı oldu gelmedi…
Birayla cila yapalım belki gelir dedik…
Yine gelmedi…
Gelmedin bizi koskoca meyhanede yalnız bıraktın ya…
Ne diyeyim şimdi ben sana;
Ben kiminle gecenin bir yarısı rakı üstüne birayla cila yapıp, ağzımı doldura doldura küfür edeceğim, ‘bu düzen değişecek’ diye kime diyeceğim.
Kime?
Kim beni ‘Patron’ deyip kızdıracak.
Söylesene kim?
Hadi onları geçtim…
Bana kim diyecek?
“Benim yazdığım yazıya noktasına virgülüne dokunmadan yayınla, suçu varsa cezasını çekeriz” diye…
Ne diyeyim Yavuz Hoca,
Meyhane de kapanıyor işte…
***
Işıklar içinde uyu Yavuz Hoca…