Hatta direkt kalbi hedef alın, kolay ölmüyorlarmış…
Meğerse her bir şeyin sorumlusu bu arkadaşlar imiş…
Rehberler Odası vurdu vurdu, durdu… Şimdi sütre gerisinde bekliyorlar.
Ama keçi belli. Günahları ona yüklüyoruz: ALAN KILAVUZLARI.
Misal, bir ziyaretçi altına kaçırdı. Ahanda işte bunlardan. Ziyaretçi aç kalır, yemeğin yağı, tuzu falan. Ahanda işte bu Alan Kılavuzları yüzünden. Mesela turların erken bitip geç başlaması bile bunların yüzünden. Yağmur yağdı, güneş açtı… Satıcı, ziyaretçiyi kazıkladı hep bunlardan. Satıcı kazanamadı… Bunlar yüzünden… Otobüsle gelen ziyaretçi grubu toplanamadı kılavuz yüzünden… Dağıldılar sorumlusu belli. Anlatımı anlamadı, kılavuz anlatamadığından… Az anlatır, yetmez… Çok anlatır ziyaretçinin kafası şişer.
Feribot kuyruğu bile onlar yüzünden.
Eceabat esnafı kazanamadı, Alan Kılavuzu yüzünden. Eyy belediye başkanı, neden bu Şahinbey Parkını buraya yaptırdın, hem parkı kimse kullanmıyor hem de otobüsler park edemiyor buraya, senin yüzünden müşteri kaybettik diyemiyorlar ama… Şehitlikten para kazanılmaz, bu Seyit Onbaşı’nın mermilerinin altında kalacaksınız bir gün, diyebiliyorlar. (Diyen marangozdu ayrı konu.)
Görevliler de harika. Conkbayırı’nda Yolu açın! diye anons yaptıktan sonra, kendisi gelip yolu tıkayan jandarma trafik aracı gördüm bizatihi! Gelip arkadaşlarıyla sohbet ettiler. Ama otobüsleri yanlış yerde durduran yine Alan Kılavuzu… Allah’tan tecrübeli bir Türk vatandaşıyım, kalkıp yüzüne vurmadım jandarmanın. Vereceği cevap ne olurdu dersiniz… Bir tahmin edin.
Ayrıca en gerekli olduğu noktalarda ortadan kaybolmasıyla da ünlüdür bölgede görev yapan jandarma. Alçıtepe’de, Salim Mutlu Müzesi’nin sahibi Özcan Bey’in, köy girişindeki kavşakta (fahri) trafik polisliği yaptığına pek çok kişi şahittir. Ve o olmasa trafik kilitlenir kalır. Ne diyeyim, kendisinden Allah razı olsun. Jandarmaya sorsan, alandaki jandarma sayısı azdır ve hepsi insan kaçakçılarının peşindedir! Vatandaş genellikle haksızdır ve devlet görevlilerinin haksızlığını sorgulayamazsınız bile.
Sorgularsanız, size ‘Mim’ koyarlar. Sıkıysa benim vergimle sizin maaşınız ödeniyor falan deyin… Deyin, deyin… Yaşayın bu fanteziyi… Yaşamak lazım…
Bitmedi, alan kılavuzunun günah keçiliği. Daha da vuracaklar!
Niye burdan başladın, niye Atatürk dedin veya demedin… Suçlu Alan kılavuzu. Efendim 18 Mart günü Atatü… Ağzınıza tıkayıveriyorlar: Tur başladı, bir kere bile Atatürk demedin, adını bile anmadın! Suçlusun… Efendim 18 Martta Cevat Paşayı karşılamıştı, asıl görevi olan Arıburnu… demene bile izin vermiyorlar. Öfkeli bakışlar falan… Olur mu bu kadar canım’lar…
Ötekisi ise… Misal Atatürk ile başladın. Anafartalar Kahramanı ünvanını burada kazandı, dedin… Çattı kaşlarını. Atatürk diyecek ol… Her yerde Atatürk anlatıyorsun! Hadiiii… Sabır 1, Sabır 2, Sabır 3… Öyle devam ediyor alan kılavuzu… Bir yere gelip sabrı taşarsa, yine o suçlu…
Bir de maksat hasıl oldu dönelim’ciler var. Genellikle belediye turlarının şoförleri bunlar… Kaptan Bey, Rehber Bey (Alan Kılavuzu kendine asla rehber demez ama alışkanlıkla böyle söylüyor ziyaretçiler) diye ilk günlerde saygıyla başlayan diyalog bir süre sonra bozuluyor. Çünkü zor koşullarda çalıştırılan şoförler, 15 gün sonra sinir küpü oluyor. Başlıyorlar Alan Kılavuzuna sarmaya… Sen bizi saat 17.30’da yolla. Şuraya girme… Vatandaş görmek istiyor ama… Günah yine Alan Kılavuzlarında… Kılavuz yüzünden geri dönmüş oluyorlar.
Alan Başkanlığı, alan yönetiminde bir var bir yok… Mensupları sanırsınız tek kişilik devlet. Burunlar bir karış havada. Havalar 1500! Kendilerinin tamamı very very important! Gerisi… Eleştiremezsin, sıkıysa bir-iki eleştiri getirin.
Kabul edilemez. Valla alırlar isminizi…
Ama alandaki tuvaletlerde sorun devam ediyor. Bir gün su var, bir gün yok…
Kiminin bölmesi kırık… En çok şikayet tuvaletlerden ama yine Kılavuz suçlu. Nedir bu tuvaletlerin hali! diye vatandaştan fırçayı yiyen yine Onlar…
Yıllardır kılavuzların içindeki çürük elmalar ayıklanamadı mesela. Varsa yoksa komisyon meselesi şikayet konusu. Yönetmelik belli. “Komisyon alanı atarım” diyor. Komisyon alan varsa tespit edin ve atın efendim. Alan Kılavuzlarının gerisi niye töhmet altında kalıyor?
Özel güvenlik ayrı bir mesele… Alan kılavuzuna kimlik kontrolü yapmaya çalışanlar, görev ve yetki aşımında bulunanlar olabiliyor. Ayrıca Eceabat küçük bir yer. Bir şekilde güvenlik yapıyorsunuz insanları, husumet yaşadıkları hemşerilerine acaba ‘objektif’ davranabilecekler mi? Düşündünüz mü hiç?
Konu dallı budaklı ve uzar gider… Bitirelim.
Tarihi Alanda herkes haklı, Alan Kılavuzu hariç!
Vurun ha vurun, Vurun Alan Kılavuzlarına.
Hatta köküne kibrit suyu dökün, bir daha hiç çıkmasınlar.
Böylece siz rahat, Onlar rahat…