Çevrene iyi bak

Bundan dört yıl önce ülke çapında yaşanan elektrik ve doğalgaz kesintileri üzerine “Çevrene iyi bak” diye bir yazı yazmış ve “Yaşadığınız ülkede yenilenebilir enerji kaynakları hakkında resmi bir hedef, bir politika yoksa sizi çevre kirliliği yaratan ve küresel ısınmaya yol açan fosil yakıtların kullanımından koruyacak kimse de yoktur.” demiştim.

Geçen yıllar içinde bu konuda en ufak bir iyileşme olmadığı gibi, hem sürekli geriye gidiyor hem de yenilenebilir enerji kaynaklarını bir türlü hakkıyla kullanamıyoruz.

Sizin de bildiğiniz gibi geçtiğimiz son iki günde gazetemizin manşetini Erenköy’de yapılması planlanan Rüzgâr Enerji Santrallerine ayırdık. Her şeyde olduğu gibi yenilenebilir enerji kaynağı kullanımında da yine kendimizi bir batağa sokmayı başardığımızın açık kanıtı gibi bu olay.

İyi bir şey yapmaya çalışıyoruz ama onu da elimize yüzümüze bulaştırmadan yapamıyoruz. Üç beş kişinin çevirdiği bir topun peşinde bütün bir kent halkı dolanıp, duruyoruz.

Bu durum bana şu iki cümleyi hatırlattı:

“Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür.” Celal Yürür (Sakallı Celal)

“Türkler çok eğitimli, cahil bir millettir.” İlber Ortaylı

Neticede bu projeleri hazırlayanlar, toplum ve kamu kuruluşlarının önüne çıkaranlar Erenköy’deki amcalar ile teyzeler değil. Bu işin eğitimi almış, bunun kanıtı olarak da diploma sahibi olmuş kişiler.

Bu işe yetkinlikleri (!) okullarından, yetkili kuruluşlardan aldıkları belgelerle kanıtlanmış kişiler, ya iş bilmezliklerinden, ya öngörüsüzlüklerinden ya da dilim varmıyor ama birkaç kişinin sağlayacağı rantın bir parçası olmak adına çevreye zarar verecek kararların altına imza atabiliyor.

Yazıyı da çok bilinen bir alıntıyla sonlandırayım. Belki üzerinde biraz düşünmek istersiniz.

“Eğer çevrenin ekonomiden daha önemsiz olduğunu düşünüyorsanız, paranızı sayarken nefesinizi tutmayı deneyin.” Dr. Guy Mcpherson