Dünden, devam ediyoruz. Osman Sülün, bize şu atasözünü hatırlatmıştır. “Her malın alıcısı çıkar”. Rivayet o ki, Sülün Osman Bir gün Beyoğlu’nda yere çömelmiş gelip geçeni seyretmektedir. O sırada saf görünüşlü bir vatandaş Sülün Osman’a burada neye baktığını sorar. Adamı şöyle bir süzen Osman, bununla iyi bir iş yapılır diye düşünüp; -“Şu gecen tramvaylar benim, müşteriler çok mu, vatmanlar düzgün çalışıyor mu, onları kontrol ediyorum” der ve bu sayede hoşbeşe başlarlar. Sülün Osman; -“Bey amca, sen yabancısın galiba, ne iş yaparsın” diye sorar. Adam ise; -“Çitçiyim, traktör almak için geldim ama hem çok pahalı, hem de bu parayı versem bile bunu nasıl kullanacağım, bayağı zor bir iş bu” diye dertlenir.
O sırada tramvaylar vızır, vızır önlerinden geçip gitmektedir.
Birden rahmetli Sülün Osman’ın kafasında bir ışık parlar ve
adama dönüp,-Yahu bey amca, bu yaştan sonra senin traktörle falan
ne işin olur. Onu alsan bile masrafı çok, Mazotu köyde
problem olur, yedek parçası, hele, hele o arkadaki büyük
tekerlekler var ya, onlar tarlada çok çabuk aşınır.
Her yıl sana büyük masraf açar, kazandığın ürünün parasını
yatırsan bir lastiğini bile zor alırsın. Diyerek zavallı kurbanına
tramvaylar için şöyle bir teklifte bulunur.
-“Bunların hepsi benimdir. O kadar çok ki, bende onları kontrol etmekten bıktım, müşteri çıktıkça tek tek satıyorum. Üstelik bu araçların tekerleği demirdendir,
hiç aşınmaz, patlamaz beş kuruş masrafı yoktur. Benzin mazot
gerekmez, Akşam elektriğe bağlarsın sabahtan akşama kadar
o elektrikle çalışır. Köyle kasaba arasında işletirsin. Hem seni
bayağı sevdim bey amca, gel sana birini vereyim, hem de kelepir
vereceğim” der. Adam şöyle bir bakar tramvaylara,
gerçekten, köyle kasaba arasında bunlardan bir tane olsa
hem iyi kazanır, hem de sükseli olur diye düşünür.
-“Kaç paraya vereceksin” diye sorar. Sülün Osman:-“Senin traktör parası bunları almaya yetmez ama bir tane eksilse, benim için bir şey fark etmez. Baksana 484 numaralı aracım geçiyor. Bunun gibi 600 tane var.
Canın sağ olsun. Bir tanesini, senin gül hatırın için vereceğim, bey amca, sevildiğinin kıymetini bil. Hemen al yoksa satmaktan vazgeçerim bilmiş ol.” diye konuşur. Adam tava gelince cebinden bir kâğıt çıkartır ve iş sağlam olsun diye köy senedi hazırlar Osman. Karşılıklı aldım, sattım diye imzalar atılır, parmaklar basılır ve hayrını görmesi için adamla tokalaşır. Duraktan bir tanesine hayırlı uğurlu olsun diye adamı bindirir. Biletçiyi uyandırmaması için sen şu parayı bilet kesene ver, gideceği yere varınca bu senedi gösterir, tramvayını alır köye götürürsün diyerek uğurlar. Son durağa gelince vatman inmesini ister. Adam inmek istemez ve cebinden köy senedini çıkarıp onların inmesini tramvayı köye götüreceğini söyler.
Biraz patırtıdan sonra polisler çağrılır, birde imzaya bakarlar ki,
imza Sülün Osman’a ait. Durum anlaşılır, iş basına kadar akseder
ve zavallı adam beş parasız köyüne döner. Memlekette dolandırıcı biter mi? Bir de jet Fadıla göz atalım. Ve projelerini gözden geçirelim. Jet kent sitesiprojesi. Proton’un Türkiye temsilciliği. Jetpa holding’in kurulması. Hiç üretilmeyen yerli otomobil, imza… Siirt jetpaspor. Caprice gold Bayrampaşa. İslami otel: caprice gold maldivler. Anlayacağınız, bu millet kazıklanmaya doymuyor. Sağlıcakla kalınız.