Evin önünde arabadan indik. Yanımıza, iyi giyimli, doğu kökenli olduğunu anladığımız, 35 yaşlarında bir Adem oğlu yanaştı. “Abi, bir şey sorabilir miyim” dedi. Daha önce de aynı durumlarla karşılaşmıştık. Sanki pusuya yatıp bizi bekliyorlar. “Buyur” dedik. “Bak. Delikanlıca söylüyorum. İnşaat işçisiyim. Karnım aç. Yardım edebilir misin?”, “Delikanlı. Daha önce senin gibi çok insan, bizi kandırıp dolandırdı. Duygu sömürüsü yaptı. Senin gerçekten aç olduğuna inansam, arabama alıp lokantaya götürürüm.” diyerek yürüdük. Sesini çıkarmadan çekip gitti. Bu eleman, çarşıda, herhangi bir lokantaya yakın bir yerde karşımıza çıksa, hemen alıp yemeğe götüreceğiz. Ancak özellikle yapıyorlar. Bize hareket alanı bırakmıyorlar. Kim ihtiyaç sahibi, kim dolandırıcı anlamak mümkün değil. Anlayacağınız At izi, it izine karışmış. Küçük de olsa, bir yardım yapamadığımız için de vicdanen rahatsız olduk. Amma ve lakin bile bile de aldatılmak işimize gelmiyor. Millet işin kolayını bulmuş. Hatırlayınız. Yakalanan dilenciye, Zabıta memuru, ” Bacım. Niye çalışmıyorsun?” dediğinde, “Dilenmek varken, niye çalışayım?”dediğini, televizyonlarda gördük. Günümüzde, herkes gücü, aklı kadar dolandırıcılık yapıyor. Kimi, büyük oynayıp, Tosuncuk gibi, İnek Bankı kurup, sağmal inekleri söğüşlüyor. Kimisi de daha küçük hesaplar peşinde, üç on paraya tamah ediyor.
GÜLMECE
Delikanlının biri, eve gelip annesine demiş ki: – Anne, hayalimdeki kadını buldum ve evlenmeye karar verdim. Senin de aynı fikirde olup olmayacağını merak ediyorum. Eğlence olsun diye yarın sana üç tane kız arkadaşımı getireceğim. Bakalım hangisi ile evleneceğimi bulabilecek misin? – Getir bakalım. Delikanlı ertesi gün, üç tane genç kızla eve gelmiş. Hep birlikte oturup, sohbet etmeye başlamışlar. Delikanlının annesi de gelen konuklara çay pasta servisi yaparken, çeşitli sorular soruyormuş. Akşam olunca kızlar izin isteyip, kalkmışlar. Kızlar gittikten sonra, delikanlı annesine sormuş:
– Anne, tahmin et bakalım; hangi kızla evleneceğim? Annesi, büyük bir kararlılıkla cevap vermiş: – Kızıl saçlı kızla evleneceksin.
Delikanlı çok şaşırmış: – Hayret doğrusu, tam isabet. Nasıl tahmin ettin anne? – Üç kızın içinde bir tek onu sevmedim!
****
Temel, karısı Fadime’ye demiş ki: – Ula Fadime, bana bir şort dik.
– Tamam. Temel’im sana güzel bir şort dikeceğim. Fadime de Temel’e, şeker çuvalından güzel bir şort dikmiş. Temel arkadaşı Dursun ile plaja gitmiş ve şortunu giymiş. Plajda Temel’i kim görse; şortuna bakıp, kahkahayı basıyormuş. Temel, plajdaki kalabalığın kendisine bakıp gülmesine bir anlam verememiş, artık dayanamamış, arkadaşı Dursun’a sormuş: – Ula Dursun, neden herkes bana bakıp gülüyor da? Dursun da gülerek cevap vermiş: – Niye gülmesinler uşağım, şortunun arkasında “Turhal Şeker Fabrikası” önünde de “Net: 50 Kg” yazıyor. Sağlıcakla geliniz.