Geçen hafta, din sömürücülerinin, para kazanmak için yaptıkları fetbazlıkları gündeme taşımıştık. Yazımızın mürekkebi kurumadan, Çanakkale gibi tarihe mal olmuş kutsal bir topraktan, bir meczup çıktı. Meczup diyoruz. Çünkü böyle bir yakıştırma, böyle bir benzetme yapmak için, insanın deli olması gerekiyor. Ya da aklını, zihnini kiraya vermiş olması. Ne demiş bu Yar Doçent? Atatürk zamanında Çanakkale ve Bursadaki bazı Camiler, Umumhane olarak kullanılmış. Hâşâ. Sümmü haşa. Cami ile umumhaneyi bir araya getirmek, aman, Allah. Yarabbi, aklımıza mukayyet olasın. Müslüman Türk Milleti, böyle zulüm görmedi. İslamiyet bu kerhaneci gibi, ağzı lağım kokan birinin dilinde, bu kadar aşağılanmadı. Peki, adama sormazlar mı? Elinde belgen var mı diye? Nereden biliyorsun? Ebeni mi pazarlıyorlardı? Amacın. Atatürk’ü ve Cumhuriyeti kötülemek midir? Eğer Atatürk olmasaydı, senin ebenin! Adı ne olurdu? Senin Baban hangi Yunan Gavat olurdu? Sünnetli olup olmadığın meçhul ama eğer Atatürk olmasaydı Sünnet bile olamazdın, ey gafil. Kime yaranmak istiyorsun? Fetocu musun? Atalarımız ne güzel söylemiş.
Söz bilirsen söyle. Seni Alim sansınlar.
Söz bilmezsen, sükût eyle, seni adam sansınlar.
Bekleyip görelim.18 Mart gibi kutsal bir ismi olan Çanakkale Üniversitesi yönetimi ve Rektörü, bu adam hakkında hangi işlemi yapacak? Bu yazı yazılana kadar bir şey duymadık. Bütün İslam alemini ve Türkiye’yi ayağa kaldıran bu iftiranın sonucunda, bu aymazın derhal görevden uzaklaştırılması lazım. Artık, Pensilvanyaya mı gider? Çok sevip istediği Yunanistan’a mı? Avrupa’ya gidip, özendiğin Dinin Haçını boynuna mı takar? Sahi! Kim bunlar? Ne yapmak istiyorlar? Haçlıların piyonları mı? Bir fesli çıkıp, Keşke Yunan galip gelseydi der. Başka birisi çıkıp, Kutsal mekânlarımıza hakaret eder. Nereye gidiyoruz?
ACICIK
Biraz kafamızı dağıtalım. Her yıl dünyanın bir bölgesini gezmeyi adet edinen Tortumlu, dönüşünde de gördüklerini etrafına ballandıra, ballandıra anlatıyormuş. Kahvedekilerden biri sormuş:
– Mehmet, bu sene nereye gittin? – Afrikaya. – Eee? – Orada safari yapdık. – Ula safari nedir? – Çeşit çeşit yaban hayvanı vurduk işte!..
– Ya sen ne vurdun? – Zürafa vurdum. – Ula zürafa nedir?
– Eşeği bilirsin? – Heee. – Onun ayahları iki metre, boynu iki metre olanı. – Başka? – Gergedan vurdum. – Ula o nedir? – Eşeği bilirsin?
– Heee. – Ondan üç taneyi birleştirirsin, burnuna da bir takıntı yaparsın, o. – Başka? – Piton vurdum. – Piton ne ki? – Eşeği bilirsin?
– Heee. – Şeyini de bilirsin? – Helbet. – Onun dört metre olanı, ama eşek yok!..Sağlıcakla kalınız.