Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“TÜRKİYE oradaydı!”

Türkiye Barolar Birliği’nin başındaki

Türkiye Barolar Birliği’nin başındaki TÜRKİYE isminin çıkarılmak istenmesine tepki gösteren ve baroların birliğinin bozulmasından endişe eden avukatlar, hafta sonu “Söz Savunmanın” diyerek Ankara’da buluştu. 8 bin avukatın ve 500 kadar davetlinin yer aldığı toplantıya katılan Çanakkale Barosu Başkanı ve Avukatları, toplantının atmosferini gazetemize aktardı.  

Türkiye Barolar Birliği, 24 Şubat’ta Barolar ve Türkiye Barolar Birliği TÜRKİYE’dir başlığı altında “Söz savunmanın” diyerek bir olağanüstü toplantı çağrısında bulundu. TÜRKİYE adının kaldırılmak istenmesi ile bir gazetede çıkan habere göre; barolara avukatların üyelik zorunluluğunun kaldırılacağına ilişkin bir habere tepki gösteren barolar, Türkiye’nin her ilinden gelerek Ankara’da buluştu. Çanakkale Barosu olarak katılımcı avukatlarla birlikte Ankara’ya giden Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan da toplantının ayrıntılarını gazetemizle paylaştı.

Anıtkabir’de yürüyüşüyle başlayan buluşmada çelenk koyan avukatlar, Atatürk’e saygı duruşunda bulunduktan sonra Olağanüstü toplantılarını gerçekleştirdi. Toplantının enerjisinin çok yüksek olduğunu ve salondan ciddi anlamda etkilendiğini söyleyen Başkan Şarlan, “8 bin avukat, 500 kadar davetli ve temsilci ile birlikte 8 bin 500 kadar insan, salonu hınca hınç doldurdu. Hatta koridorlar her yer doluydu. Salonun dışında da barkovizyon konulmuştu. 2 bin kişiye yakın da dışarıda barkovizyon ile izlemeye çalıştı. Metin Feyzioğlu, niye baroların ve barolar birliğinin Türkiye olduğunu konuşmasında gayet güzel anlattı. Çünkü Barolar birliği sadece Ankara’daki bir meslek örgütü değil. Türkiye’nin her yerinden, önceki Barolar Birliği ile birlikte yönetimini oluşturan Türkiye’nin her ilinden ve kurumlarında temsilcilerin olduğu bir meslek örgütüdür.”

“TOPLUMSAL DAVALARDA HEP BAROLARI GÖRÜRSÜNÜZ”

Türkiye Barolar Birliği’nin sadece bir meslek örgütü olmadığını yeniden vurgulayan Şarlan, “Avukatlık kanunundan kaynaklanan hukuk devletini koruma ve kollama yükümlülüğü de var. Bu kollama neticesinde ülkede yaşanan her olaya bağlı olarak, öncelikle hukuki sonra toplumsal konularda takip edip bu süreçler içerisinde yapabileceği, kurumsal anlamda bir şey varsa da yapmaya çalışan bir meslek örgütüdür. Bizim diğer meslek örgütlerinden farkımız, yargı içerisinde bir unsur olan savunma ayağı olmamızdır. Eğer yargı ayakta durabilecekse ve o bağımsız tarafsız yargıya bağlı olarak bu ülke bir hukuk devleti olabilecekse eğer siz baroların ve savunmanın gücünü azaltırsanız o ayaklardan birini yok etmiş olursunuz. Böylece ülkenin hukuk devleti temelinin de bir köşesini kaldırmış olursunuz. O nedenle, avukatlık, savunma ve barolar birliği çok önemli çünkü barolar kanalıyla ülkedeki toplumsal  konularda ve davalarda hep baroları görürsünüz. Bu Soma’da da böyle, Artvin’de de böyle, Adana’daki Aladağ’da da böyle, Çanakkale Kazdağı’nda da böyle… Yani bu süreçlerin hepsini barolar takip ettiği için avukatlara, barolara ve barolar birliğine ihtiyaç var.”

“BİRLİK BAŞKANIMIZIN, BAŞBAKANIMIZ İLE GÖRÜŞMESİ VARDI”

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun “Milli Birliğe en çok ihtiyacımız olan dönemde meslek örgütlerinin bölünmesi ve parçalanmasından sadece terör örgütleri ve onları maşa olarak kullanan karanlık güç odakları istifade eder.” söylemini de gazetemize değerlendiren Başkan Şarlan, “Bir şehirde birden fazla baro yaratmak; etnik kimliğe ve siyasal düşünceye göre de birden fazla baronun oluşmasını sağlar. Bu da ülkede ciddi bir bölünmüşlük yaratır. Milli Birlik ve Beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bu dönemde biz bu birliği koruma adına bir şeyler yapmamız gerekirken, bu birlik ve beraberliği bölmeye yönelik bir sonuç doğuracak durum yaratıyor. O nedenle biz, hem Türkiye Barolar Birliği’nin adından Türkiye’nin çıkartılmasını doğru bulmuyoruz hem de barolara üyeliğin zorunluluğunun kaldırılmasını doğru bulmuyoruz. Bunu da o toplantıyla kamuoyuyla paylaştık. Doğru bir şekilde de paylaşıldığını düşünüyorum. Çünkü aynı gün, Birlik Başkanımızın Başbakanımızla görüşmesi vardı. Bu görüşmeyle de diyalog yollarının açıldığını düşünüyorum. Bu sürecin daha doğru algılanması ve çalışılması anlamında bir diyalogun geliştiğini düşünüyorum. Bunun niye bir proje olduğunu ve projenin nasıl sonuçlar doğuracağı konuşulacak. Bazı dosyalar istendi ve birlik tarafından bu dosyalar teslim edildi. Bunun çalışması yapılıyor. İleriki günlerde sonuçların ne olacağını hep birlikte göreceğiz.”

“KONUYA GENİŞ KAPSAMLI BAKMAK LAZIM”

“Bu sadece Türk Tabipler Birliği veya Türkiye Barolar Birliğine yönelik bir çalışma değil. Bu çalışma benim bildiğim 45 meslek örgütünü, sivil toplum kuruluşunu ve derneği etkileyebilecek bir çalışmaymış. Bu genel bir çalışma… Yani bu proje hayat geçtiğinde örneğin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin ismindeki ‘Türkiye’ de kaldırılacak. O nedenle konuya geniş kapsamlı bakmak lazım. Ancak biz öncelikle Türkiye Barolar Birliği adından kaldırılması ve çıkan habere göre Barolar ile ilgili gelişmelerle ilgileneceğiz.”

“BAROLARIN DOKUNDUĞU HERKES ORADAYDI”

“Salondan ciddi anlamda etkilendim. Her kesimden insanın olmasını önemsedim. Vatandaşlar da vardı, gaziler de, şehit aileleri de, madencilerin aileleri de, siyasi parti temsilcileri de vardı. Yani Barolar Birliği’nin ve avukatların dokunduğu her kesimden temsilci vardı toplantıda. O çok güzel bir atmosferdi. ‘Türkiye’ olduğunu zaten o toplantıya gelen kişiler sayesinde göstermiş oldu bence… Baroların sosyal ve sağlık alanında da ciddi destekleri var. Orada konuşma yapan İzmirli bir meslektaşımız vardı. Eşi tarafından 8 kurşunla yaralanan bir meslektaşımız, İzmir Barosu temsilcilerinin Türkiye Barolar Birliği’ne iletmesiyle sahip çıkılması sonucunda, tüm sağlık yardımı sağlanmış ve konuşmasında ‘ben hayata meslektaşlarım ve barolar sayesinde yeniden bağlandım’ dedi. Yoğun bakımda olduğu dönemde maddi manevi her şeyiyle ilgilenildiği gibi çocuklarıyla da barolar ilgilenmiş. Özellikle konuşmaya geldiğini belirterek, gayet içten bir konuşma yaptı.”

ARTIK VATANDAŞIN SESİ ÇIKAMAZ HALE GELECEKTİR”

Toplantıdaki konuşmasında “Türkiye Barolar Birliği’nden TÜRKİYE adının çıkarılması bu sebeple milletçe ihtiyacımız olan ülkemizin birliğine ve beraberliğine en büyük zararlardan birini verecektir. Türkiye Barolar Birliği’nden TÜRKİYE adının çıkarılmasını düşünenler, ülkemizden Türkiye isminin kalkmasından mutlu olacakların ekmeğine yağ sürecektir.” diyerek de tepkisini gösteren Başkan Av.Bülent Şarlan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

“Türkiye Barolar Birliği ve Barolar, TÜRK Milletinin yargıdaki varlığıdır. Yapılacak değişiklik, en başta; Avukatlık stajını yapılamaz hale getirecektir. Türkiye Barolar Birliği bugüne kadar 3 bin 500 stajyer avukata eğitim vermiştir. Artık bu eğitimler yapılamaz hale gelecektir. Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezinin eğitim hizmeti verdiği avukat ve avukat stajyeri 90 bine ulaşmıştır. Avukatların idari ve disiplin işlemlerini yapılamaz hale gelecek, bu durum mesleğimizi yok edecektir. 106 Bin Avukata ve ailelerine yapılan sağlık yardımını ve sosyal yardımlaşmayı bitirecektir. Türkiye Barolar Birliği ülke genelinde toplam 160 hastaneyle anlaşma sağlayarak bugüne kadar 91 bin sosyal yardımda bulunmuştur. Yapılacak değişiklikle, Kamu görevi olan mesleğimiz ticari alana taşınacak, vatandaşın savunma hakkını, hak arama özgürlüğünü yok edecektir. Yargının vazgeçilmez üçayağından biri bağımsız savunma hakkı yok olacak, Yargı topal hale gelecektir. Ülkemiz hukuk devleti olmaktan çıkacaktır. Ülkemizde toplum vicdanı yaralayan toplumsal davalar takip edilemez hale gelecektir. Türkiye Barolar Birliği ve Barolar vatandaşımızın sesidir. Artık vatandaşın sesi çıkamaz hale gelecektir. Kadın, çocuk ve çevreyi ilgilendiren davalar açılamaz, takip edilemez hale gelecektir.

Çanakkale Barosu Çevre Komisyonu bugüne kadar 50’ye yakın dava açarak Kamunun sesi, çevrenin ve doğanın sesi olmuştur. Benzer çalışmalar tüm Barolarca gerçekleştirilmiştir. Bu vesileyle meslek hayatından, özel hayatından özveri göstererek gönüllü çabalayan tüm meslektaşlarımın emeklerine teşekkürlerimi sunuyorum.

Türkiye Barolar Birliği ve Barolar;

Türkiye’nin Mahkemelerinde,

Türkiye’nin madenlerinde,

Türkiye’nin ormanlarında,

Türkiye’nin her yerindedir.

Türkiye’nin çocuklarının, gençlerinin, kadınlarının yanındadır.

Onun için Türkiye’dir.

Türkiye Barolar Birliği’nden TÜRKİYE adının çıkarılması ile Avukatların Barolara üyelik zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin girişim durdurulmadır. Hukuk devletimiz açısından bu girişimin durdurulmasını acil görüyor, bu çağrımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.”

Eylem Gözeldere

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech