Ne yazık ki, bu yıl kışı yaşayamadık. Belki de, garip gureba, sokak hayvanları, sokakta yaşamak zorunda olan insanlarımız bu durumdan memnudurlar. Ancak, kurak bir yaza doğru gittiğimiz unutmamak lazım. Kar yağmayınca, sular da azalacak. Hala ümidimiz var. Beklentimiz, karın yağması değil de, yağmurun yeterince yağmasıdır. Dışarıdan bakıldığında, ara sıra yağan yağmurun yeterli olduğu düşünülebilir. Ancak, metrekareye düşen yağışı hesap ettiğimize, yetersiz olduğu ortaya çıkacaktır. İlginç hikâyedir. Bir ailenin iki çocuğu varmış. Birisi çiftçilik, diğeri de çömlekçilik yaparmış. Anaları, evin reisi babaya,”Herif. Hele bir git, çocukları gez bakalım. Hal ve ahvalleri nasıldır? Bir bak bakalım” der. Baba önce Konya’da çiftçilik yapan oğluna gider. Durumu sorar. Oğlu,”Baba. Bu yıl buğday ektim. Çok iyi gelişti. Eğer bir yağmur yağarsa, ürünü kurtaracağım. Ama yağmur yağmaz ise, halim harap” der. Baba bu kere de, Nevşehir’de, Çömlekçilik yapan oğluna gider. Ahvalini sorar. Oğlan,”Baba. Çok iyi çömlekler yaptım. Eğer yağmur yağmaz ise, zengin oldum demektir”,demiş. Konya, Nevşehir yakın iller. Hava durumu birbirlerine çok yakın. Ziyaretten sonra baba, evine dönmüş. Hanımı karşılayıp, sormuş? Çocukların durumu nasıl? Baba cevap vermiş,”Vallahi hanım, birinden biri moku yiyecek ama hangisi bilemiyorum” demiş. Bizimkisi de böyle işte. Kış ılımlı geçti diye sevinen gariplerin yanında, ekinleri iyi olmayan çiftçi memnun değil. Ne diyelim ki? Allah hayırlısını versin.
AZICIK GÜLMECE
Köylünün biri, yolda gözü şişmiş yaşlı adamı görünce sormuş:
– Veli dayı, gözüne ne oldu?
– Süt sağarken ineğin kuyruğu çarptı.
– Amma yaptın ha! İneğin kuyruğu gözü böylesine morartır mı?
– Kuyruğunu sallamasın diye ucuna tuğla bağlamıştım da!..
****
Rize-Trabzon karayolunda trafik kazası olmuş. Olay yerine gelen trafik polisleri, garip bir durumla karşılaşmışlar; kaza yapan iki araçta da bir çizik dahi olmamasına rağmen, araç sürücülerinin kafaları kan revan içindeymiş. Şaşıran trafik polisi sormuş:
– Hayrola hemşerim, kaza nasıl oldu?
Yüzü, gözü kan içindeki Temel, güçlükle anlatmaya başlamış:
– Hava çok sıcaktı, ben otomobilin içinde sıcaktan bunalmıştım, arabadan kafamı dışarı çıkarmış, güzel güzel gidiyordum…
Temel sözün burasında derin bir nefes aldıktan sonra, yüzü kan içindeki öteki sürücüyü işaret ederek devam etmiş:
– Anladığıma göre, ha bu da bunalmış, kafa kafaya çarpışmışız!..
Sağlıcakla kalınız.