Fırat: “Aile kavramını koruyalım”

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ersin Fırat, kentte devam eden çalışmalar hakkında gazetemizle bilgilerini paylaştı. ASDEP Projesi ile ev ev dolaştıklarını ifade eden Müdür Fırat; “Hizmetlerden ve haklardan bilgisi olmayan vatandaşın ayağına kadar gidiyor, hizmetleri anlatıyoruz.” dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ersin Fırat, son projeler ve sosyal olanaklar ile ilgili görüşlerini gazetemizle paylaştı. Aile Sosyal Destek Programını hayata geçirdiklerini ifade eden Müdür Fırat; “8 uzman personelimiz, kapı kapı gezerek hizmet ve olanakları anlatıyor ve ailelerin bilgilerini topluyor. Aile içerisinde yardım alamayan ya da haklarından haberdar olmayan engelli  var mı, bakıma muhtaç yaşlı var mı, ailenin sosyal yardıma ihtiyacı var mı bunu tespit ediyoruz. Gerektiğinde kamu hizmetlerinden yararlanmasını sağlıyoruz, rehberlik ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Fevzipaşa Mahallesi’nden bu projeye başladık.” dedi.

İl Müdürü Ersin Fırat engelli vatandaşlar, bakıma muhtaç yaşlılar, kimsesiz çocuklar ile ilgili hizmet ve haklar konusunda gazetemize bilgiler verdi. Engelli kimselerin ailelerinin de ihtiyaçları olduğunu her fırsatta dile getiren Müdür Fırat ‘Aktif Yaşam Merkezi’ projesi hakkında da açıklamalarda bulundu.

Kentin bir huzur evi ve bir de bakım evine ihtiyacı olduğunu da sözlerini ekleyen Müdür Fırat ile röportajımızın satır başları…

105 VATANDAŞ HUZUR EVİ İÇİN SIRA BEKLİYOR

“Özellikle kış aylarında sokakta kalmış vatandaşlar, engelli vatandaşlar ve yaşlılar ya kurumumuza başvuruyor ya da biz bu kimselerin tespitlerini yapıyoruz. Bazı  engelli vatandaşlarımızı kapasite üstü de olsa Yenice’deki bakım merkezimize gönderiyoruz. Ancak kapasitelerimiz dolu olunca kişiye uygun yer bulmakta güçlük çekiyoruz. Bu boşluğu en azında birkaç günlük bekleme sürecini geçirebileceğimiz bir bakım merkezine ihtiyacımız var. Daha önce kurumun arkasında bir yerimiz vardı. Zaten ülke genelinde sıkıntı çektiğimiz konuların başında engelli ve yaşlılar geliyor. En çok da bu vatandaşların hayat kaliteleri ve  hakları üzerine çalışıyoruz. Şu anda dünya standartlarına göre engelli ve yaşlıların sosyal olanak ve hakları konusunda çok iyi durumdayız. Şu anda 52’si özel bakımda olan 114 kapasite ile hizmet veren huzur evimiz için 105 vatandaş da sıra bekliyor. Acil olanları geçici de olsa bir yere yerleştiriyoruz. Ama bu 105 vatandaş şu anda aile yanında kalıyor. Huzur evinde bir vefat halinde ya da ayrılma halinde bu vatandaşları kabul edebiliriz. Bu konuda planlı bir çalışma yürütüyoruz. Biz kurum olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıkları ve Müdürlükleri olarak en başta aile kavramını korumak ve sürdürmekle görevliyiz. Türk toplumunun aile yapısında dedeler, nineler, anneler babalar birlikte yaşar. Aile yapımızı dejenere olmaktan kurtarmalı, korumalıyız. Aileyi kurtarırsak, çocuğu, engelliyi yaşlıyı  ve kadını da kurtarmış oluruz. ”

“47 KORUYUCU AİLEMİZ VAR”

“Önceden beri çocuk yurtlarına karşıyım. Çocuk, eğer bir ihmal ve istismar yoksa aile ile birlikte ev ortamında büyümelidir. Uzman arkadaşlarla her görüşmemde ‘lütfen iyi irdeleyin, çocuğu hemen koparmayın’ derim. Eğer ekonomik bir yoksunluktan kaynaklı sorun varsa aileye ayni ve nakdi yardım yaparız.  Çocuğu aldınız yurda yerleştirdiniz. Çocuk ailesine ve aile kavramına düşman oluyor. Anne ve baba merhametinden yoksun büyür. Hayatın gerçeklerinden uzak kalır ve yurttan çıktığında sudan çıkmış balık gibi olur, parasının idaresini bile bilemez. Ama aile yok, çocuk kurumunda kalması gerekiyorsa koruyucu aile yanına veririz.  Göreve geldiğimde kentimizde 4 koruyucu aile vardı bunun sayısını 47’ye çıkardık.  Belki bu az bir yükseliş gibi gelebilir ancak ince eleyip sık dokuyoruz. Çocuk ve aile arasındaki uyumu yakalamak zorundayız. Eğer uyum yakalanmaz da çocuk geri gelirse bu ciddi bir psikolojik yıkıma neden oluyor.”

“MUTLUYUZ MÜDÜR BABA, ADRESİMİZ VAR ARTIK”

“Eceabat Yetiştirme Kurumunu kapadık, Biga’yı kapadık, Hüseyin Özcan’ı kapadık. Kız Yetiştirme Yurdunu kapadık. Bunların yerine çocuk ve sevgi evleri açtık.  Ben göreve geldiğimde 1 çocuk evi vardı bunu 10’a çıkardık. Altı çocuk, bakıcıları ile birlikte bu evlerde kalıyor. Ayrıca yurtların devlete maliyeti çok daha fazla oluyordu. Kendi yemeklerini kendileri pişiriyorlar, kendi alışverişlerini kendileri yapıyorlar. Ekmek kaç para bunu biliyorlar. En önemlisi çok daha mutlular. Hayatı ve aile olmayı öğreniyorlar. Bir gün çocuklar bana mutluyuz dediklerinde neden mutlusunuz dedim; ‘Müdür baba, artık bizim de bir evimiz bir adresimiz var.’ dediler.”

“BAKANLIKTAN ONAY BEKLİYORUZ”

“Engelli bir üyesi olan ailelerimize bakım için evde bakım ücreti adı altında 1.027 TL ödenir. Engelli kardeşimiz başkasının bakımına muhtaçsa yüzde elliden fazla engeli varsa ailenin toplam bütçesi aile üye sayısına bölündüğünde asgari ücretin 3/2’sinin altında olması gerekiyor. Engelli kimlik kartı da veriyoruz. İlköğretim mezunu engellilere kura ile ortaöğretim ve üstü mezunlarına da kendi aralarında sınav  ile iş imkanı tanıyoruz. Ancak bu noktalarda aileleri de düşünmek zorundayız. Engelli bir çocuğu ya da annesi, kardeşi olan birini anlamak çok güçtür. Bu vatandaşların yaşamları da çok zordur. Onların hasta olmak, gezmek, tatile gitmek gibi lüksü yoktur. Tabi parası olan için başka… Engelliye bakmak, yaşlıya bakmak gerçekten zordur. O yüzden biz Engelsiz Yaşam Projesine, Aktif Yaşam Merkezi’ne  bu derece önem veriyoruz. Biz bu aileler de biraz nefes alsın istiyoruz. Engelliye, hastaya yaşlıya bakmak da devletin yükünü hafifletmektir. Eski Vali Konağının olduğu sokaklarda 1.400 dönümlük bir arazimiz var. Bu merkez için burayı düşünüyoruz, Bakanlık’tan onay bekliyoruz.”

Dilek Akşen