MHP BİTTİ DİYENLER!

Elazığ’da MHP’li üst düzey bir ağabeyimizle konuşuyoruz. Kendisi yeni oluşumcuların saflarına katılmış. Diyecek bir şeyimiz yok. Saygıda da kusur etmiyoruz. Allah bahtını açık etsin. Bize aynen şunları söyledi, “Kolo Yusuf. MHP bitti. Bahçeli Partiyi bitirdi. Yeni kurulacak partinin %25-30 oyu var. İktidar alternatifi olacağız. Gel zaman geçmeden yeni partimize katıl. Bir yer edin. Sonra bulamazsın.” Aynen böyle. Noktasına virgülüne dokunmadan yazdık. Biz de dedik ki, “Öncelikle bizim bir ikbal ya da koltuk beklentimiz asla ve kat’a yoktur. Bir Türk Milliyetçisi olarak MHP’yi ve Ülkücülüğü gönlümüze nakşettik. Aynı dövme yaptıran yeni yetmeler gibi bu sevda kalbimize kazındı. Kovsalar da gitmeyiz. Yemin ettik. Üç Hilalin gölgesinde öleceğiz. Ayrıca, sizin yeni partiniz iktidar ya da ortağı olacaksa biz de muhalif bir parti olarak, AKP’ye alternatif oldunuz diye seviniriz. Lakin, anlayamadığımız şudur. Başaracağınızı söylüyorsunuz. Peki MHP’den ne istiyorsunuz? Alıp veremediğiniz ne var? Parti baraj altında kalacak, bitecek diye üzülüyoruz diyorsunuz. O halde üzülüyorsanız, baba yuvasını neden terk ediyorsunuz? Hem ağlarım hem giderim olmuyor işte hocam. Bizler buradayız. Hep burada olacağız. Allah sizin yolunuzu açık etsin. Kıskanmıyoruz.” Evet işte böyle sevgili okuyucular. Bir algı operasyonu almış başını gidiyor. “Yel kayadan ne koparır ki?” MHP gün geçtikçe büyüyor. On kişi istifa ediyor, 100 kişi katılıyor. Halkın teveccühü üst düzeyde… Umuyoruz ve bekliyoruz ki, bizim ayrılıp giden dava arkadaşlarımız da gerçekleri görüp yuvalarına dönerler. Size kızmıyoruz. Tercihinizdir. Ancak, kırmadan dökmeden, küfretmeden yaparsanız daha şık olur kanaatindeyiz. MHP’yi 12 Eylül’ler bitiremedi. Evvel Allah dünya durdukça da hiçbir güç bitiremeyecek.

ACICIK UCUNDAN

Delinin biri, akıl hastanesinin bahçesinde, el arabasını ters çevirmiş, sürükleyip duruyormuş. Bu durum, bir ziyaretçiyi meraklandırmış, doktora sormuş: – Bu niye böyle yapıyor? Doktor yanıt vermiş: – Umutsuz hasta, bıraktık peşini. Doktorun yanıtıyla ikna olmayan ziyaretçi, bir fırsatını bulup, bir de deliye sormuş: – El arabasını neden doğru sürmüyorsun? Deli de ziyaretçinin kulağına eğilerek, usulca fısıldamış: – Deli miyim ben? Doğru sürersem, içine taş dolduruyorlar.**** Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 1500 TL maaşla, bir bekçi işe almaya karar vermiş. Bir süre sonra “Peki, talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak?” diye düşünülmüş. Bir planlama birimi kurulmuş ve planlamayı yapmak üzere, 2000’er TL maaşla, iki kişi işe alınmış.
Bir süre sonra “İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz?” diye düşünülerek, 3000’er TL maaşla, iki denetmen işe alınmış; biri denetim yaparken diğeri raporları yazmaya başlamış. Bir süre sonra “Bunların maaşları nasıl hesaplanıp, nasıl ödenecek?” diye tartışılmış ve 3000’er TL maaşla, bir muhasebeci şefi, bir kâtip, bir de istatistikçi işe alınmış. Bir süre sonra “Peki bunlardan kim sorumlu olacak?” diye düşünülmüş ve 5000 TL maaşlı bir müdür ve 4000’er TL maaşla iki de müdür yardımcısı işe alınmış. Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkmış. Bütçedeki masrafları kısmak için bekçiyi işten çıkarmışlar! Vur abalıya hesabı. Sağlıcakla kaylınız.