Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ali Güngör Yıldız

ESKİYİ ARAMAK

Dün sabah erken saatte kendimi sokağa attım. Dolunayın batışı da güneşin batışına benziyordu. Erken kalkmanın ilk keşfi bu değildi tabi. Güneşin doğuşu da tıpkı dolunayın batışı gibi güzelliklerle doluydu.

Sokaklar boş, trafikten yoksun olunca daha da sevdiriyor şehir insana kendisini. Çanakkale sokaklarının eski hali canlandı birden gözümde. Ne güzel günlerdi. Sabahın bu erken saatinde Trutaş, Pet-kim, Sümerbank, Tekel şarap Fabrikası çalışanları ile Cezaevi gardiyanları, duraklara çıkar servis araçlarını beklerlerdi. O dönemlerde sendika yetkilileri elbise yardımını aldığı için işçilerin hangi fabrikaya gittiği bilinirdi. Hatta Sarıçay’a bakıp Trutaş fabrikasında ne işlendiği bile bilinirdi.

Şimdi bakıyorum da sokaklar da duraklar da bomboş. Sabahın ilerleyen saatlerinde duraklara Belediye, Özel İdare ve Üniversite çalışanlarından bazıları gelip, dolduruyor olacak. Elbirliği ile kentimizde üretimi yok ettik. Bu fabrikaların yerine şimdi çok ihtiyaçmış gibi AVM’leri diktik. Öyle alışmışız ki bu geleneğe Ezine’de “Peynir AVM’si” bile açıldı. Tabelaya AVM yazınca satışlar artmıştır umarım.

Yaşadığımız kent öyle güzel, öyle kutsal ki değerini bilemiyoruz. Beş yüz, bilemedin bin metre kare içersinde üç kutsal din üyeleri birbiri ile barışık yaşamış yıllarca. Yine aynı metrekareler içersinde farklı bir bölgede üç fabrika birden üretim yapıyordu. Nasıl özlemesin eskiyi, Müslümanların Ramazan Bayramını, Musevilerin Hamursuz bayramlarını, günlerini… Tıpkı üretim yapan fabrikalar gibi bu gelenekleri, yaşayan toplulukları da yok ediyoruz. Galiba yaşlandık. Eskiyi özlüyoruz.

Kentimizi bu duruma getirenler, getirilmesine zemin hazırlayanlar, idareciler, aracılar elbet çok para kazanıyor. Daha da çok kazanacaklar belki. Bilsinler ki ikinci, üçüncü nesilleri kendilerine bu ranttan kalan mirasları ağız tadı ile yiyemeyecekler. Kendilerine ailelerinden düşen o paraları, bol sıfırlı hesaplarını, anlattığım eski Çanakkale gibi yerleri ararken harcayacaklar.

Etkisizin, yetkisizin rant ahını yaradanım bu şekilde çıkartacaktır. Yalılarda, malikanelerde, yazlıklarda halk adına görev yaptığın makamı kullanarak elde ettiysen bu yoldan bir gün sen de geçersin ve çekersin. Halk adına, hak adına diyerek göbek yaparsın. Sonra da yaşam koçu tutup, zayıflayıp uzun yaşamanın yollarını ararsın. O göbek yağları, kilolar spor yaparak erimez, eritemezsin. Garibanın, sokaktaki insanın hakkını yiyenlerin kalın bağırsakları genişler.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech