SİYASET ORUCU

İlk okunduğunda ya da telaffuz edildiğinde hiç anlamı yok. Bizim işimiz de zaten anlamı olmayan kelime ve olaylara anlam kazandırmak. Bizler madalyonun görünün yüzüne değil görünmeyen yüzüne bakmalıyız.

Nedir siyaset orucu? İlk akla gelen siyasetçilerin oruç tutması mı? Değil tabii ki. İnsanlarımızın, düşünenlerin, başarılı olanların, memlekete, millete karşılıksız hizmet edenlerin siyasetten uzak durmasıdır. Buradan şu anda siyaset yapanlar bunları düşünmüyor anlamı da çıkartmamalıyız. İnsanlarımızın büyük çoğunluğu siyasetten uzak durmaya çalışıyor. Kimse kusara bakmasın ama o zaman da ortam siyasetten geçinmek isteyenlere kalmış oluyor.

Bizim gibi ülkelerde siyaset tavandan tabana belirlenir. Bu olgu doğrudur. Fakat aşağıdaki, tabandaki siyasetçi, net, bilinçli, seviyeli olursa, tavandan gelen siyaset etkisi de son derece milletimiz ve memleketimiz için değerli olacaktır. Bunun içindir ki tabandaki siyasetçi de ehil ve üst düzeyde olmalıdır. Tıpkı, akıllı insanlarla çalışanların sürekli kazanması gibi.

Siyasetteki danışman rolünde geçinen ya da kendisini öyle etiketlendirenlere de bir iki çift sözümüz olacak. Kim bunlar mı? Kendilerini çok iyi bilirler ve tanırlar. En fazla da Sayın Belediye başkanlarımızın çevresine çöreklenmiş durumdalar. Hatta bazıları öyle ki önümüzdeki seçimlerde Sayın Başkanların makamına, koltuğuna bile mal olabilirler.

Kendisine “danışman” rolü biçen, kendisini öyle sanan arkadaşların kim olduklarını sizlerde iyi biliyorsunuz. Bu arkadaşların kendileri de yaptıkları, (yapmadıkları) işlerden dolayı iyi biliyorlar. Gelibolu’dan tutun, Ayvacık’a kadar gidin sizde öğrenir ve görürsünüz. Kısaca kendisine Belediyelerde “Danışman” diye isimlendiren arkadaşlar bilsinler ki en fazla ‘MA’ olumsuzluk ekini temsil ediyorlar.

Önümüzdeki aylarda başta iktidar partisi olmak üzere CHP’de de yönetimler değişecek. Çalışmaları da şimdiden başlatıldı. AK Parti’de Genel Merkez henüz bir işaret vermezken, tüm teşkilatlarda yenilenme olması bekleniyor. Bu siyasi partimizde tüm çalışmalar şimdilik açıktan değil, perde gerisinde yapılmaya başlandı. Her grup kendi isimlerini öne çıkarmak için son derece taktiksel yöntemlerle çalışıyor. İl Başkanı yeşim hanımın dışında bir değişiklik yapılması daha olası ihtimal gibi gözüküyor.

Çanakkale Cumhuriyet Halk Partisi’nde ise kale Fetih etmek geleneksel bir davranıştır. Bunun içindir ki gruplar neredeyse nefes almadan, aralıksız çalışıyor. Şimdilik iki grup kendi adayının bayrağını zirveye dikmek için uğraş veriyor. Çalışmasının ötesinde taktikler geliştiriliyor. Bakalım ipi hangi grup göğüsleyecek.

Siyasetteki oruç, partilerin iç dinamikleri tarafından çok tutulmazken, genel insan yapısında ilgi az. Parti içi dinamizmin ise sıradan yurttaşlar tarafından ne sempatiyle nede ilgiyle izleniyor. Sadece menfaati olan küçük gurupçukların ilgisi ile tabana yayılmaya çalışılıyor hepsi bu.