Çanakkale’den bir babalar günü hikayesi… Hem de içinde protokol, bürokrasi, açıklamalar, alkışlar olmadan mücadele ederek ortaya çıkan bir hikaye. Tek bağlantı noktası var ‘anne-baba’ ya da ‘anne-babasızlık’… İki vatan evladı. Biri şehit, biri şehit kızını unutmayan esnaf…
Çanakkaleli Şehit Astsubay Kıvanç Kaşıkçı’nın adının yaşatılması için kentte bir dizi girişimler yapıldı. Adı ‘unutulmazlar’ın arasına girdi. Bu vatan için canını ceren Kıvanç Kaşıkçı’nın ailesi ve küçük kızı Yağmur Esenler Mahallesi’nde oturuyor.
Babalar Günü nedeniyle şehit ailesinin kapısını binbir güçlükten sonra Çanakkaleli bir esnaf çaldı. ‘Binbir’ güçlükten sonra çünkü aile evde yoktu. Nerede olduğunu araştıran Sefam Gayrimenkul ortaklarından Cem Güner onları hastanede buldu. Aile büyüklerinden biri hastanede yatıyordu. İçinden geçenleri anlatıp neden onları aradığını tek tek aileye aktardı ve Kaşıkçı ailesi ile birlikte eve döndü.
Esnaf Cem Güner, Şehit Astsubay Kıvanç Kaşıkçı’nın küçük kızı Yağmur’a oyuncaklar getirmişti. Amacı ona babasının olmadığını hissettirmeden güzel bir gün yaşatmaktı. Çünkü kendisi de hem annesiz hem babasız büyümüştü… Cem Güner o anı anlatıyor… “Ben de anasız babasız büyüdüm. Bir evladımı kaybettim. Sabah kalktığımda aklıma şehidimizin kızı geldi. O babalar gününü kutlayamıyordu. O nedenle evlerine hediyeler alıp gittim. İlk başta benden çekindi ama sonra içtenliğimizi görünce mutlu oldu. Hep gözümün önüne geldi. Bugün her şeyi bir kenara bıraktım sadece Yağmur’u sevindirmek için uğraştım. O kadar mutlu oldu ki; anlatamam. O an inanın şehidimizi yanımda hissettim”
Bir babalar günü hikayesi…
Hem de halk tipi, bürokrasinin kuralları, saati, yeri, resmiyeti olmadan…
Cemal Oral